KARANLIK GÜNCESİ
Karanlık günler, zamanın köşelerinde
bir rüzgar gibi savrulur, geceler boyu. Öylesine derin bir sessizlik ki, karanlıkla birlikte yaşlanmış gözlerimde. Yorgun adımlar, eski yolların efsunu bilmediğim bir haritada kaybolur, şimdi eski hatıralar, bir yığın toz gibi yanı başımda, her an tütüyor. Bir zamanlar gökyüzünde yelken açardım ama rüzgar, gittiğim yönü kaybettirdi. Kısa bir umut, bir nebze huzur ararken göğün kuytularında sesimi kaybettim. Rüzgarın hıçkırışı, kuytu köşelerde yankılanır, hayatın soğuk yüzüyle yüzleşirken. Anılar, duvarlara kazınmış izler gibi sanki bir yitip giden zamanın tanığı. Ve ben, göğsümde bir ağırlık, hayal kırıklığının sesleri yankılanırken. Bir çırpıda geçip giden anların özlemi ruhumun derinliklerinde bir yara açar. Sonsuz bir kısır döngü içinde dönüp durur gözlerim, eski bir şarkının notaları gibi. Bir köşede unutulmuş hatıralar, kurtuluş için bekleyen bir umut arar. Bir gün her şeyin sona erdiği, bütün yüklerin omuzlardan düşeceği ve yüreğin, eski yorgunluklardan arınmış bir sessizlik içinde huzuru bulacağına inanırım. |