ŞAİRİN YÜREĞİNDEKİ SEVGİYİ KİMSE BİLMEZ**
İçin için içmediği kadar yalnızlığın mevsimi,
Sonbahar rüzgarlarında savrulur tüm hayalleri, Her yaprak dökümünde eksilir biraz kalbi, Şairin kaleminde saklıdır cennet bahçesi. Bir zamanlar yeşeren umutlar şimdi solgun, Anılarla sarılır yürek, bir düğüm olur boğum boğum, Artık birer uzak düş, birer sessiz feryat, Sönmüş yıldızlar gibi, kaybolur her bir hat. Buyur ettiği kadar şair, gönlünde saklı cennet, Her mısra, bir dua gibi yükselir göğe elbet, Hayatın içinde kaybolmuş bir şiirin izi, Zamanın esir aldığı bir hayal, sessiz bir dizi. Ne kalemi sığar sayfalara, ne yüreği zamana, Öylece akar gider, bilinmez yarınlara, Her satır, bir sır gibi saklanır derinlerde, Şairin gönlünde açar, cennet bahçesinde. Kış gelir, karanlık çöker yavaşça iç dünyasına, Sessiz bir rüzgar gibi eser yalnızlık, dalar uzaklara, Şairin mısralarında yankılanır içsel bir ağıt, Her kelime bir yara, her dize bir firkat. Gecenin örtüsü çökerken soğuk karanlıklara, Gözler uzaklara dalar, belki bir ışık arar ufukta, Ama ne yıldızlar parlar ne de ay doğar göğe, Bir boşluk kalır geride, yalnızlık tümseğinde. Geçmişin izleriyle dolu her adım, her nefes, Yüreğinde taşıdığı bir hazine, sessiz ve sessiz, O hazine, cennet bahçesinin kapısıdır belki, Ama şair bilir ki, her bahçe zamanla solacak, Ve her bir çiçek, anıların kucağında yitip gidecek. Bu yüzden saklar cenneti, kendi içinde, Her mısra bir dua, her dize bir umut gibi gizli, Bilmez kimse, görmez gözler o saklı bahçeyi, Şairin yüreğinde büyüyen, o sonsuz sevgiyi. AHMET NEJAT |