Katre-i Gevher MehpâremŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Onur;
hiçbir beşerin sana veremeyeceği, ve hiçbir beşerin senden alamayacağı bir şeydir; Sen kendin vermediğin sürece… DeRÛNî Onur; O’nun nûr’u... DeRÛNî Öğüdüm sanadır Azrâm, zümrüt gözlüm, inci tânem, Şartlar ne olursa olsun hak söze kulak veresin. Kahraman rûhlu kızım, katre-i gevher mehpârem, Her dâim hakkı hak bilip kasr-ı cennete eresin. Kat-ı nazâr eyle keme, rûhunla taşı Kur’ân’ı, Mümeyyiz gerek bir akıl, zîbâ başına tâc olsun. Oku, okut leyl-u nehâr, gözet İslâm’ı, Tûrân’ı, İlm-u irfâna sevdâlan, dimağın hep muhtâc olsun. Gıbtâya şâyân derûnla ikâm’ eyle sen asıl’da, Gölgelerde düşüp kalkma, toprağa dönecek tenin. Neden’ler düstûrun olsun, takılıp kalma nasıl’da, İş bu nokta-i nazârla kopar at bend-i âhenin’. ’’Ben yaptım!’’ olmaya zinhâr, ’’ben’’ kuruntusu vahîmdir, Bil ki farzdır tevâzuda müslümana terbiyesi. Yapan da, yaptıran da O’, Rabbi Ganiyy-i Rahîm’dir, Şükürsüz nîmetin olmaz bir kıymet-i harbiyesi. Çift yüzü vardır gurûrun, görmek lâzım geç kalmadan, Berikinin yüzü aydın, ötekinin kapkaranlık. Hudâ lütfu basîretle yanlış kulvara dalmadan, İhtiyâr etmek elzemdir, budur özde kahramanlık. İlkine gelirsek yavrum, her kesimce de bilinen, O ’’Ben’’ türedisi kibir, zillete her dem müptelâ. Diğeri ma’lul nisyânla kuvve-i hıfzdan silinen, Feyyâz-ı Mutlak’dan hâsıl, firdevse çağıran selâ. Vasîyetim olsun kuzum, gözetip kolla onûru, Vefâ ve sadâkât ister selâmetin köşe başı. Sırr-ı Deyyân zerâfetle sermiş sîneye o nûru, O’nun nûrudur fi’lvâki, kâinâtın mîhenk taşı. ’’Kâlû Belâ’’yı unutup dehre biçme fazla değer, * Vefâ dediğin bir borçtur, ki ödemek lâzım gelir. O nûru veren Rabbine kıymet veriyorsan eğer, Borca sadâkattir el-hâk, cihânda en a’lâ gelir. * A’râf Suresi - 172-173 ﴾172﴿ Rabbin Âdemoğulları’ndan -onların sırtlarından- zürriyetlerini alıp bunları kendileri hakkındaki şu sözleşmeye şâhit tutmuştu: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? “Elbette öyle! Tanıklık ederiz” dediler. Böyle yaptık ki kıyâmet gününde, “Bizim bundan haberimiz yoktu” demeyesiniz. ﴾173﴿ Yâhut, “Önce atalarımız Allâh’a ortak koştu. Biz de nihâyet onların ardından gelen bir nesiliz. Şimdi bâtıla saplanıp kalanların yaptıkları yüzünden bizi helâk mi edeceksin!” demeye kalkışmayasınız. |