sustuysam
sana çok şey anlatıyorum aslında
ama dile getirmiyorsam da kırgınlığımdandır
kırgınlığım ise bil ki
incinmişliğim-
dendir

incinmişliğim ise
sana değer vermem sebeplidir
sözlerin ve kelimelerin kifayetsizliği değil midir ki
aramızdaki derin bağın yaralanmasına
istemsizce oluk oluk
kanamasına
hislerin

bir şeyler
değersizleştirilmeye çalışılıyorsa nifak tohumları sayesinde
ve sessizlik senin tavırlarında duvar gibi büyüyorsa
ortada uçurum gibi bir keskinlik olmalı
işte o keskinlik bıçak kadar
sivri ve deliciyse

-demek ki ben yanlışım

güvendiğim o dağlarda zirvelerde kargalar konaklıyorsa
boşa yanmışım boşa aldanmışım
ya da sen eğretisin ruh yoldaşlığında gelip geçmek istedin
sadece
kıvrımlı o yollardan tozlu patikalardan
iz bırakmadan

-izler ve yollar

hayat yolculuğunun domino taşları değil mi
özenle dizilmiş ve şekillendirilmiş emek verilmiş bolca
işte en ufak sarsıntıda o taşlar yerle birse
yaşanan hüsranlar en yüksek
deprem şiddetindeyse
göçük altında
kalmışsa

-hisler ve duygular

sadece bakmakla beğeniyle ilgili değilse hissedilen duygular
sarsıntısı inanılmaz derece de kuvvetli yıkıcıysa
yaşanılan her neyse
hayal kırıklığı
ve hatalar
silsilesiyse

-güven zincirleri kopmuştur artık

ölümcüldür suskunluk
dile taş bağlanmıştır derin sulara bırakılmıştır

-sözcükler ve kelimeler

çare değildir artık
hiçbir anlatıya aynı zamanda iletiye
zamansa kılıcını kalkanını kuşanmış koşa koşa gelip
değerlendirmiştir yaşanılanları eze eze geçmiştir
duygu selinde çırpınan öksüz
gözyaşlarını

rüzgâr ne yöne eserse yol orayadır artık
suskunluksa gereğini yapmıştır başarıyla

insan sadece yiyen içen konuşan eğlenen bir varlık değilse
duygu ve hislerini yönetebilen
iyi bir kaptan olmalı

zira aksi olabilir
derin sulara atılmış yitik bir şişe gibi dalgaların çırpıntısında
hiçliğe sürüklenecektir kayboluşlarla
kayboluşlara

sustuysam
sana çok şey anlatıyorum aslında


.........



ayşe uçar
02092024
04:23