ÇİLEM
ÇİLEM
Her gün vakt-i seherde, artıyor gönül sızım, Hüzünlerin yurdunda, çok zamandır yalnızım. Mâsivadan soyundum, çulsuzum, çaputsuzum, Ahvalimi sorarsan, mutsuzdan da mutsuzum. Bin dokuz yüz kırk dörtte, aylarca yargılandım, Üç Mayıs’ta kahroldum, insanlıktan utandım. Türkçü diye bizleri, tabutluğa attılar, İşkenceler sonrası, mücrimlere kattılar. Seksenlerin başında, zindanlarda süründüm, Asla şekva etmedim, ‘Yusuf’luğa büründüm. Yıllar geçti hücrede, ömrümüz ziyan oldu, Buzdan soğuk parmaklık, bizlere ayân oldu. Urganlara çekildim ne küstüm ne darıldım, Yemin bildim davayı, ülkümüze sarıldım. Yanılmışız Ey Tanrım! O dertler dert değilmiş, Bazı başlar sonradan, mal mülk için eğilmiş. Ey şehidler vererek, haça göğüs gerenler, Yetmişlerde kavlimiz, böyle miydi erenler? Madem ki baştan beri, sizler de koyundunuz, Öyle ise ne için, kurtluğa soyundunuz? Önünüze konulan biraz saman, biraz su, Ne yazık ki nefsiniz, size de kurmuş pusu! İnanılmaz bir hâl bu! yürek sızlar, ruh sızlar, Bizden medet umardı, garibanlar, bahtsızlar. Sığınağım dualar, gündüzler gece bana, Dayanılmaz dertlerim, zincir vurdu aklıma. Kimsesiz bir meczubum, virân oldu bağlarım, Cenazede gülerim, düğünlerde ağlarım. Bir hilalin uğruna can verenlere selâm, Türkoğlu bu da geçer, Rabbim büyük vesselâm!.. YAŞAR ÖZKAN (Türkoğlu) Salihli 30 Mart 2018 |