Saatsiz uzaklara...
Şuurda yaralı bir güvercin edasıyla k/asıldım
Damarları bitik bir yarene Kanadı kopmamış bir dilden özürlü Bağlanmış bir maviyi Kaç düğmeyle hilede bırakmışken bir taş(ı)ta Aklım firariyken taşır eğilmişken tüten bir sobaya hasret Yazımın ortasında Kangrenli gönülleriyle ilham perilerimin Kaç bucaksa bir şairin yitiğidir Yelpaze tutmuş sıcaklığında Kelamın tam da göbeğinde Uçurum deryasında yakan bir türkü kahkahasında Vaveyla cürmünde kopan Kelimeler yaşlıysa nazarına bir kalem ölmüştür belki de saatsiz Uzaklara Mevsimlere Acı çekmemiş bir sır ile Vakitsiz gecelere vakur bir yakıt olsun Korkusu sözcük kavgası olan Işıklar d/okunmamış bir satırı inatken yaşamaya sevinçle asılı duran Fokurdayan gaibe bir rüzgardır sanatı Tuval değmemiş bir resme Dünya değiştiren Ve ölüm farz kılındı Üç rekat vuslat için Ve Kuşlar gökyüzünü terk edeli bilmem kaç uyku bastı.... Velhasıl Yılan deliğinde yumurtasını Akrep kuyruğunda elmasını düşünmeyi Bizden daha iyi bilir Çünkü Evet ile hayırın çelişkisinden doğdu dünya Fırçasını tutana şiir Minderine ağlatmak için bir ihaneti İhtiyar demek için gözlerine çok geç artık Dimağa değmeli sukut çünkü Dinlemek için .. Kederine kader Kalemine kelam Cahil olsam bile Cehaletime af buyur Yazmak için yazıyorum çünkü Ki kağıtlar çöplerde farelere yem olsun diye Fareler zaten kedilerle arkadaş bu zamanda Gezgin imgeler... |