NEYLEYİM?
Kırmızı güzeldir şanlı bayrakta
Gönderde olmayan al’ı neyleyim? Kökün hikâyesi yansır yaprakta Ben orman isterim, çalı neyleyim? Menzile götüren yollar güzeldir Hakk’ı zikreyleyen diller güzeldir Çiçeklere durmuş dallar güzeldir Meyvesi olmayan dalı neyleyim? Aktıkça çoğalsın birlik çeşmesi Zordur üstekinin alta düşmesi Sabırla mümkündür kulun pişmesi Petekler tarumar, balı neyleyim? Beş vakit ezanlar kutlu çağrıdır İlticamız yalnız Hakk’a doğrudur Tecelli mekânı kulun bağrıdır Duaya kalkmayan eli neyleyim? Bugünden umut yok, dünü özledim Gece derin kuyu, günü özledim Ben bende değilim, beni özledim Sazlar paramparça, teli neyleyim? Çoğunun kıblesi paraya dönük Kalp gözümüz kördür, ferimiz sönük Şahsiyet teneke, etmez bir fenik Namazsız, niyazsız kulu neyleyim? İslâm kutlu çatı, namaz direktir Hakikat yolunda rehber gerektir En büyük kılavuz temiz yürektir Hakk’a götürmeyen yolu neyleyim? Makamlar, mevkiler yemdir insana Ömür hakikatte demdir insana İman karanlıkta şemdir insana Parayı neyleyim, pulu neyleyim? Dolup boşalmıştır, dünya bir duldur Hakk’a aşinadır, insan bir kuldur Yürümesini bil, hayat bir yoldur Bekârlık sultanlık, dulu neyleyim? Bir ömür koysan da hiç dolmaz küfen Kimine mülk düşer, kimine kefen Ölümsüz olmayı bulamadı fen Gönülden üryanım, çulu neyleyim? Bunca eza, cefa çeken benim ben! Kanlı gözyaşları döken benim ben! Boynunu dal gibi büken benim ben Ömürden düşülen yılı neyleyim? Dünya bir ormandır, insan bir çalı Arılar yiyemez yaptığı balı Kimlere yâr olmuş dünyanın malı? Götüremediğim malı neyleyim? Yaşadığın günün kıymetini bil! Ağlayanın gözündeki yaşı sil! Bizler de gideriz çaldığında zil At öldükten sonra nalı neyleyim? Hikmetleri gören göz gerek bize Puslanmamış ayna, öz gerek bize Namus addedilen söz gerek bize Hakkı söylemeyen dili neyleyim? Haktan uzaklaşan saç baş yolmuştur Tövbe eylemeyen pişman olmuştur Söyle, aramayan neyi bulmuştur? Yârin olmadığı ili neyleyim? Anlayan bulunmaz, söylesen boşa Çoktan dönüşmüştür vicdanlar taşa Engel olmak müşkül gözdeki yaşa Çekmekten usandım, zül’ü neyleyim? Ömür kum saati, akıp gidiyor Dünyaya her gelen bakıp gidiyor Dost zannettiklerim sokup gidiyor Bülbüle cevreden gülü neyleyim? Dünya bir meyhane, peymaneyim ben Kanadı tutuşmuş pernaveyim ben Yolunu kaybetmiş divaneyim ben Kazım, ördeğim yok; gölü neyleyim? Yer çekiyor bizi, bir boşluktayız Ya gece yarısı ya kuşluktayız Elde cam şişeler bir taşlıktayız Yanmış yıkılmışım, külü neyleyim? M. NİHAT MALKOÇ |
Başarılarınızın devamı dileğimle selam ve saygılarımı iletiyorum. Hayırlı sabahlar..