Ân-ı yekteŞiirin hikayesini görmek için tıklayın İki eksik kırk fazla...
İçime sinmeyen bir şiir olsa da manalarla boğuşmaktan yorgun düştüm topu size atıyorum, ister vurun ister kesip atın. Zaman insana düşsel bir sinematografi Rabbin ol dediği... Ân-ı yekte, her şey başladı ve bitti İmtihan dedikleri, ontolojik epistemoloji Kaderse yalnız cahile numeroloji ... Kimimiz sidik kokan sokaklara tayin edildi Kiminizse maun yalılara, amberli saraylara Kaderdendi belki... Aşkı çıkmaz sokaklarda hiç aramadı Avni, Şeyhzade Mustafayı katleden o pireli tilki Hırsından kördü, aksini bile düşünemedi Neticede bilemezdik ki Rabbin rengarenk tuvallerinde Kimin ruhu hangi renkteydi? Sorsak yok dediler kast sistemi Her koyun bacağından kendi... Fakat demediler, bacak tümden ırsi... Hepimize öğrettiler ilk günahı, ilk tehçiri... Dediler vardır her şeyin bir eciri Doyurursan yetimi, vardır ecelin bile tecili Fakat yoktur şeytanların lamı cimi... ... Neyse hikaye çok uzun, yine de hemen bitti Biz hala idrak edemedik, şeytanlar cehenneme gitti Ân-ı yekte, kum durdu saat tükendi ve Rab bizsiz ya da bizle belki Daha nice filmler çekti... |
Yüreğinize sağlık.
Saygıyla ...