DİRAYETLİ ADAMDİRAYETLİ ADAM Özledim seni... Hasretin... Kırkikindi yağmurları gibi dökülüyor yüreğime. Bazen, bir Barak türküsünde, Bazen, bir Dengbejin klam’ında buluyorum tesellyi... Ben ki... Herkesin "Dirayetli adam" dediği ben... Rakı masasının müdavimi oldum, Özlemenin ebedi kahramanı... Dün yine, dere kenarında, hasretinden içip içip sızdığımda, rüyamda gördüm... Viraneye dönmüş şehrimizin içinde papatyalar açmıştı. Canlı yaprakları esintiye doğru esniyordu, papatyaların. Kokusuyla sarhoştum hâlâ uyandığımda... ... Hani... Çarşamba pazarından dönerken, elindeki poşetleri bir kenara bırakarak, dinlenmek için oturduğun Çardak var ya... - oradayım şimdi... Hâl bilmez... Hatır bilmez... Gönül bilmez, Tufeyliye yaşayan bir kaç mülteci, Bilmediğim bir dilde, yüksek sesle konuşup gülüşerek, nargile fokurdatıyorlar şimdi o çardağın altında. Onlardaki ülke sevgisine benzetiyorum senin sevmelerini... BAYRAK bilmez... TOPRAK bilmez... VATAN bilmez, Günü birlik, vurdumduymaz bir sevgi senin sevmelerin. Oysa ben... Oysa ben seni bir TÜRK’ün, "Tanrı dağını" sevdiği kadar sevdim !.. Oysa ben seni bir Türk’ün, "Kızılelma’yı" istediği kadar istedim !.. Oysa ben seni bir Türk’ün, "TURAN’A" duyduğu özlem kadar özledim. Anlıyor musun ? Özledim seni... Özledim. Arif Sami İğde. |