0
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
202
Okunma
Harabeye dönmüş bir kent gibiyim...
Savrulmuşum...
Elem, koynumda Cevşen
Rüzgarda sürüklenen bir yaprak gibi geçip gidiyor ömür depremden sonra.
Artsız, arkasız... Amaçsız.
Zifiri bir gece...
Kör karanlığı ile dar sokaklara hapsolmuş sessiz bir çığlık gibi ağzını açmış beklerken...
Ve ben hissiz, kelimesiz, cümlesiz kalmışken...
Ve koca bir ömrü, tek bir geceye sığdırmışken...
Şimdi bana...
Yaratıcıdan bir nur, bir ışık gerek...
Sırtımı sıvazlayacak bir el,
Avurdumu doldura doldura savuracağım bir kahkaha gerek...
Çatlamış, fakat kırılmamış bir narın çatlağında demlenip, sızan bir sabır gerek...
Dostumdan bile gizlediğim yaralarıma biraz kabuk, şu solgun benzime bir sıcak soluk gerek.
İkinci cemrenin düştüğü bir su maviliği, dağlarda filizlenmiş bir tutam kekik kokusu ve yağlı ilmek gibi boynuma dolanmış bir kol gerek ki...
Yine, yeniden yeşillensin göğsümde gelincik tarlaları.
Yuvası Tüy kokulu dallara filizlensin kırık yüreğim.
Arif Sami İğde.
5.0
100% (1)