Hakikat aleyhine hürriyet olamaz. -- salazar
Oğuz Can Hayali
Oğuz Can Hayali
@oguzcanhayali

GENCO ERKAL (4)

6 Ağustos 2024 Salı
Yorum
Şiirgram

GENCO ERKAL (4)

( 2 kişi )

1

Yorum

5

Beğeni

5,0

Puan

189

Okunma

GENCO ERKAL (4)

Usta’m;
4 gün olmuş sen gideli,
onlarca yazı okudum varlığın üstüne yazılan.
Terk etmemiş bizi demekki senin eserlerin,
sen ve düşüncen;
Gel birde şimdi beni
Kiraz Ağacı‘mın dilinden dinle istersen; ()

„Baharı müjdeleyen çiçeklerinin,
çiçeğini dölleyen arın,
umut dolu yeşil yaprakların,
meyvandan damlayan balın,
kurdun-böceğin nasıl dostumsa benim
bende Genco ERKAL’ı o denli severim.

Dile kolay değil;
Bu bir ağaca,
-yani sana-
yazılan 17’nci şiir!
Sağlam köklü güçlü gövdenle,
dalların iri ve diri,
küpeli meyvaları tatlı,
yem-yeşil yapraklı,
canlı bir abidesin.
Sen hatırlarımı sana anlattığım
dostlarım gibisin
Kiraz Ağacı’m.

Niçin mi yazdım tüm bunları sana yine?
Bir dinle hele
“Makinist Hidayet ile torunu Aliye’nin” Hikayesini, (
)
anlayacaksın gerisini;

“YER; İstanbul Kültür ve Sanayi Fuarı.
eskilerin Haydarpaşa Ana Garı
KONU; Masal Diyarı.
BÖLÜM; Aliye’nin Hikayesi.

Burası bir zamanların işçi yatakhanesi.
Duşları, helaları, küçük odaları, çift katlı ranzaları, yemek salonu, mutfak
değişmişlerdir mutlak!
Yukarı doğru kıvrılarak
tırmanan bir merdiven boşluğu.
Üstü kirli-beyaz, yer-yer çatlak, araları sıva dolu, tozlu
bu duvarın altı; Yarısı yeşil safran boya, tavanı kireç-badana
-eskisi gibi hâlâ-

Sona
beş basamak kala
loş bir koridorun ucu doğdu,.
-dışardaki günlük güneşlik aydınlığa ne oldu?-
Sondan dördüncüde
koridorun tavanında göründü Lambalar.
Üçüncü basamakta
karşılıklı odalar.
Son ikincide
belirdi geniş çerçeveli, tahta yalın kapılar.
Son basamak ele verdi;
Sırt duvarı isli-pisli,
dilim-dilim gri,
döküm kaloriferleri.
Yanıyor buharla,
sanki kış ortasıl
ya Hidayet terli,
ya sıcak burası,
yada mevsim başkası,
biraz önce yaz değilmiydi dışarısı?

" Dırrr..." Diye zırlayan bir zille
Makinist Hidayet geldi kendine.
Koridorun dibinden birden
yeri yalayıp gelen
köpük uçları sarı, yeşil dalgacıklar belirdi,
noktacıklar sivrildikçe-sivrildi,
çalkalanarak birbirine çarptı,
kıvılcımlar sıçrattı,
sıçradı tavana,
tırmanıverdi her-bir-yana.

Renk şöleni
macun gibi
onlara yaklaştıkça-yaklaştı,
ayak uçlarına ulaştı,
değdiği herşeyi parlak
-Hidayet ve Aliye’yi bile-
sıvayıp aydınlatarak;
„Kenarları kalın konturlu çizgi filimlerindeki gibi“
metal-yapay bir elbise giydirdi
yada Hidayet’e öyle geldi.
Şaşırdı nihayet;
" Dikkat et!" Diyerek
Aliye’yi gerisine aldı.

Karşılıklı-yanlı açıldı tüm kapılar,
cıvıl-cıvıl çocuklar dışarı fırladılar,
ardından da MASALLAR;
Omuzunda papağanı
Denizci Simbat 7 derya kaptanı,
bağcıkları arkadan bağlı kara bir kapla,
bir gözü kapalı yarım görüyor
ve takmış peşine çocukları
pupa-yelken geliyor.
Önü açık-yakası kalkık,
uzun kırmızı renkli altın işlemeli kadife kaftanı
yerlerde sürünüyor.

Bir çocuk onu eteğinden çekti,
o durdu-döndü,
çocuk elindeki kalemi
uzatı ve güldü.
Simbad çocuğa baktı;
Bel kuşağından
eğri saplı kamasıyla, kırma tabancasının arasından
bir fotoğraf çıkararak imzaladı,
gülümseyerek kalem ve fotoğrafı
çocuğa verdi.
Bilsen çocuk ne sevindi!
"Hayret!" Diye
şaşırdı Makinist Hidayet;
"Dün akşam okumamışmıydım bu masalı ben Aliye’ye,
iyi uyusun diye,
rüya görüyorum herhalde?"

Pamuk Prenses ile
el-ele tutuşmuş 7 Cüce
karşıdan çıka-geldi.
Sinbad bir adım geri hürmetle yana çekildi,
üstü uzun tüylü geniş kenarlı
siyah gemici şapkasını başından çıkardı,
öne eğilerek bunu yere yelpazeledi
ve Pamuk Prenses‘i selamladı.
Aliye bağırdı;
"Merhaba 7 Cüce!"
Çocuklar alkışladı.

Biri somurtkan, biri sevimli,
en uzunu bilgiç, diğeri saf-iri,
en zayıfı çocuk, en şişmanı aşık olanı,
en küçüğü akıllı
hepsi beyaz sakallı,
hepsi yerden bitme,
hepsi yeşil-kırma uzun küllahlı
ve hepsinde aynı elbise
7 Cüce Aliye’yi selamladı.
Neşeyle birkaç çocuklar
bu guruba katıldılar

Koridorun öbür ucundan
uçup gaklayıp-guklayan
Zümrüt-ü-Anka kuşu geldi.
Baş-kanat-kuyruk tüylerindeki güneşin 7 rengi
değdiği herşeyi boyayıp-aydınlattığında;
Tavandan yeşil sarmaşıklar dolana-dolana
damla-damla sarktı aşşağıya,
kalın ağaç dalları duvarları deldi,
masal yeri vahşi bir orman haline geliverdi;
"Rüyanında böylesi!"
„ Efendim?" Dedi
Aliye dedesine bakarak.
Hidayet masaldan kurtaramıyordu ki kendini
cevap versin;
"Ben birşey demedim!"
Oldu cevap.

Kırmızı Çizmeli Kedi çıkarmış çizmelerini
eşşek-köpek-horoz üçlüsü Bremen Mızıkacıları‘na
yalın Ayak,
kedi olarak
eşlik ediyor.
Fareli Köyün Kavalcısı takmış peşine çocukları,
kaval çalıp, dans edip geliyor.
Aliye’de birden o yana seyirtti,
Hidayet onu kolundan çekti,
bıraksaydı
belkide torununu kaybedecekti.

Dev Hagrit’in önünde
Hary Porter, Roy, ve Harmine
kol-kola girmiş seke-seke neşeyle yürüyor.
-İlk filimlerindeki gibi yaşlanmamış hepsi-
hâlâ çocukça gülüyor.
Üç sihirli sopa;
"- Sim, sala bim!" Diye ateşlendi,
bu kıvılcımların ışığında
Ezop, La Fontaine, Dede Korkut ve Nasrettin Hoca
sahneye geldi.

Eşşek anrdı ahırdan,
kaplumbağa üzerinde yan-gelip-yatmış tavşan,
yarışta hedefi gözlüyor,
ayak uçları unlu Yaşlı Kurt dadılık ediyor 7 keçi yavrusuna,
Çalışkan Karınca kararınca Cır-Cır Böceği ile şarkı söyleyip dans ediyor,
Ali Baba kardeşi Kasım’a terazisi ile ekonomi dersi veriyor,
Aptal Tilki paylaşıyor peyniri, Kurnaz Karga‘nın samimiyetine katık,
40 Haramiler alın terini keşfetmiş, haydut değiller artık!

Kırmızı Şapkalı Kız itiyor tekerlekli sandlyesini Yalancı Kurt’un;
ağzı kocaman, gözleri büyük, kulakları uzun,
Alis sohpet ediyor Harikalar Diyarı‘ndan çıka-gelmiş hayvanlarıyla,
maceracı Gülüver karınca boylu düşmanlarıyla haşır-neşir çekişiyor hâlâ,
Tarkan, Keloğlan, Kör-Dadal-Malkoç Oğulları omuz-omuza veriyor,
reklam panosu önünde çocuklarla poz verip fotoğraf çektiriyor,

Masalımızın sonunda;
Uçan halı üstünde
4 Kişi daha geliyor salona;
Alaadin elinde sihirli lambası ile,
yanında lambanın devi Dağduman,
mahalle köpeğim Duman
ve Peter Pan.

"Dağn!" Diye vuran bir çan sesiyle
karşılıklı kapılar açıldı birden-bire;
Şimdinin İstanbul Kültür ve Sanayi Fuarı
-eskinin Haydarpaşa Ana Garı ikinci katı-
İşçi Yatakhaneleri’ne geri döndü masallar,
üçüncü kata seğirtti çocuklar,
hepsi el-ele;
El Sanatları ve Hüner Atölyeleri‘ni görmeye.

Tahtadan kol ve bacakları,
meşin mentşeli eklemleri
ve yalan söyemekten uzamış yuvarlak-sivri burnuyla
koridorda
sadece
Pinokyo kaldı.
Bu Yalancı Kukla
Hidayet ve Aliy’ye yaklaştı;
"Bitti!" Dedi, her iki kolunu yana açarak;
Hidayet; "Biten ne?" Diye usulca soruncaı;
"MASAL DİYARI" oldu cevap.
Sonra döndü sırtını onlara
gıcırdayan eklemleri üzerinde yalpaladı,
son kapıyı açtı,
ardında kaybolup-gitti
ve böylece masalımız burada bitti.“

Olacaklardan habersiz ben
1965 yılında Bursa Erkek Lisesi’nde yatılı okurken,
Usta Genco Erkal Teyyare Sinaması’nda,
2 saat tek başına
sergilediği
BİR DELİNİN HATIRA DEFTERİ oyununda
benide olayın içine kattı…
Sanırım bu „Makinist Hidayet“ hikayesini
ben ilk olarak orada
bu deli ile birlikte yaşadım
Kiraz Ağacı’m.

„Deli“ yi övmenin saçmalığı gibi.
„Dahi“ yi yermenin imkansız olduğu bilinir.
Bu bir kedinin erişemeiği ciğere „Mundar“ demesi gibidir;
Eğer bugün biri()
„Bana hakaret etti!“ diye
Genco Erkal‘ın 5 yıl 4 ay hapsini isterse…
Yetmez bu saçmalığa ne mantığım-nede dilim,
ben ona nasıl bir iltifat edeceğimi gayet iyi bilirim!
Bu yüzden bende yukarıdaki masalları yardıma çağırdım,
Kiraz Ağacı’m.

(*) KİRAZ AĞACI (18) şiiri 29.08.2021’de yayınlanmıştır.
(
) Usta oyuncu Selçuk Yöntem, sanatçı Genco Erkal’ın sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek Cumhurbaşkanına hakaret’ten 4 yıl 8 aya kadar hapis istemiyle yargılanacak olmasına tepki olarak; Erkal için bir destek paylaşımı yaptı. Yöntem, „Genco Erkal yalnız değildir.“ ifadelerini kullandı.(26 ağustos 2021 Çarşamba Cumhuriyet Gazetesi haberinden)

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Genco erkal (4) Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Genco erkal (4) şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
GENCO ERKAL (4) şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Yılmaz Süslü
Yılmaz Süslü, @yilmazsuslu
6.8.2024 23:39:49
5 puan verdi
Tek cümle ile bir Genco Erkal hayranı olarak günümün şiiri.

Tebrikler 🎊...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.