![]() Rötarlı Gece
Herşey vaktini beklerdi
Bu defa da Tam demlensin derken Biraz rötarlı oldu geçişin Yarısında çıkacakken Dedikçe sessizce Bir acil servislik gecikme Yaşadık ustamla Kum döküyorum galiba Deyince Geçmiş olsun, inşaallah dedik Neyse dönebildik sonunda Bir iğne fasılla Çırçır senfonisi baskındı Bu civarlarda şu vakit Bir o dalda tarafta Bir şu dalda yanda Biraz sokak lambasının Yanındaki çamda Sonra, bir de park tarafındaki Sıralarda Bas, bas Kıs kıs, söyleniyorlardı Olup bitenlere sanki Oğluşum Efe de Beklemişti dışarda Hadi biraz Belki kendimizi mi Dinleyelim dedik, birbirimizi mi Onları mı Az biraz Uzanırken elimin üstüne Yazmasan olmaz mı der gibi Oturduk koltuklarımıza Seyre dalalım dedik Geceyi etraflıca Ihlamur ağacı da mı, Bize bakıyordu ne Biz mi ona O da, fonu çalıyor gibi yapıyordu sanki Karşımızda tablo gibi Tellere dokunmaya, uzanmaya çalışırken Akustik mi beşli Arkasında, uzaklardan bir yıldız Kıpraşırken gözüyle Efe’m sonra yerine İyice yayıldı, Kulaklarını Oynata oynata Bir bana baktı Bir kapaklarını kıstı Daldı mı uykuya Hafif yukarıdan Bir parlak top, kayıverip Süzülü verince Bir fırca izi gibi, Bir görünür Kaybolu verdi aniden Efe’m, ben ve gece Nemlemen bir siluietde Öylece Durup geçiştik |
Bazen şiir canlanır, ete kemiğe bürünür.
Tebrikler