Kırmızı
Citrillus lunatus
Ak tabağınızda kocaman bir yüklem gibi duruyordu Mahcup Ve telaşıydınız Yüzünüz ısıtıyor gökyüzünü Bir çift hareli gözdünüz -Kırmızıydı mevsim - Özgürdünüz Yağmur en şiddetli Kırmızı zamanı yağar Rüzgarın naif esintisi Bilmem kaçıncı fitte Balonun ucuna perili bir kurdela asar Sevecen bir dilek tutar bulutlar Kuytu bir sissizliğe sığınmalıydım Ellerim kandan arınmış Kurşun kalem kokuyor İşaret parmağımda Yivli bir kesik Ki bu yüzden şiirim Sola yatık Lirik bir kolyeyi düşler Sayfalarca Girift eskizleri renklere boyardınız Yanardınız hasret hasret Temmuz’dunuz Veysel’den el alıp Deniz boyu geldiniz 16 nolu koltuk Otobüs cam yanı kadar yalnızdınız -Kırmızıydı mevsim- Özgürdünüz Ihlamur yokuşu Her vakit kuş kanadında Kan taşırdı ünite ünite Philadelphia pozitif öykülerine Düşerim Kalkarım S u s k u m kalır Serçe gagasında İlk masalı dinleme heyecanı oluyor soluk soluğa İçimin kırıkları Seyre dalmışken İstanbul’u Kahramanlara yer yok satırlarımda Aşkın kuralsız figüranıyız Güneş meridyen meridyen Sağa yatık -Kırmızıydı mevsim- Özgürdünüz |
kalbine düşesim var bu şiirin...
aşıklar, ozanlar dergahında
hüküm sürer alaca karanlık
yanar kızıllığı sol yanımın
temmuz yanar
hüznüm, hüznüm kanar, okudukça bu imgeleri.
hayır! böyle tutuşmamalıydı ne Devrim, ne de Aşk
...
Her defasında yepyeni bir ufuk, yepyeni bir perspektifle buluşuyor usumuzun koyları...
Sağ olsun, var olsun Şair ve kıymetli kalemi.
Baki teşekkürüm ve saygılma elbette.