Bazen sevse de gider seven
Bazen sevse de gider seven...
Bir sabah vakti. Güle çiğ düştüğünde. Perdeler henüz açılmamışken hanelerde. Hardan, nardan hasreti sırtına alıp, gül kokulu seherleri, fesleğen dikili bahçeleri, tebessümlü sabah yıldızını bırakarak, Sessizce, gizlice, tek başına gider... Bazen sevse de gider seven. Çölde bir yolcu gibi. Kum tanelerinin yakıcılığına aldırmadan. Yalnızlığın en kavurucu sıcaklığında. Dağlarda bir başına kalan ceylanlar gibi. Sevdasını dillendiren Mecnun gibi. Yana yana gider. Bazen sevse de gider seven. Üstünde koştukları çimenleri, saçlarına taç yaptığı menekşeleri, bırakarak. Hiç görmemiş sayarak, hiç sevmemiş, hiç özlememiş gibi. Bir ağacın gövdesine iki harfli bir veda bırakarak gider... Sancılı gecelerde ağlayan sevda yüklü şiirler kalır geride... Kapı önünde başı okşanan yavru bir kedi. Ve sokak kemancısının dilinde hüzünlü bir şarkı kalır giderken... Bazen sevse de gider seven. Sisli bir havada yol alan meçhul bir gemi gibi. Gökte Kayan bir yıldız gibi. Başını taştan taşa vuran bir ırmak gibi. Gözlerinden tane tane yaşlar dökerek gider... Bazen sevse de gider seven... Abdurrahman Tümer |