Bir tutam üzüntü
Elbet vardır içimde, mefkûremi harlatan
Hadisin inkârında, birkaç prof şarlatan Hiç yokmu sanıyorlar hakkı hakla parlatan Küfrün dehlizlerine ipek çul seriyorlar Hadisin inkarıyla deizmi ürettiler Ve deizmin içinde agnostist türettiler Müslümana, nebinin nurunu kürettiler Cehlin damarlarından felsefe veriyorlar Tekrarında ülfet var, en aykırı fikirin Keyfini sürüyorlar, çıkmaz sanılan kirin Bu asrın yarasında kalan bir damla irin Inkâr ur’unu alan neşteri yeriyorlar Bu aydın zihinlere yerleşmiş şirk’i hafi Vaki i vaki i değil, inkar ile tassafi Varmı? Hadisten âlâ, insana em ve nafi Harici düşman kadar dahili geriyorlar Elbette konuşacak peygamberi bu dinin Hâlâ tedris berdevam, rahlesinde nebinin Artık nuru aksetmiş karanlıkta her in’in Nebinin güneşinden kar gibi eriyorlar Ilgili kısa bir makale Bilindiği üzere, 80 lerden önce deizm diye bir kavram yoktu. Batı dünyasında, islamı daha çok gruplara bölmenin en ince hesapları yapılıyordu. İrk ve mezhep ayrılıklarıyla islamın parçalanamayacağı açıktı. Daha fazlası gerekiyordu. İran humeyni darbesiyle köklü bir değişim yaşadı. Binlerce insan idam edildi. Türkiyeye sıçratılması gerekiyordu, ve döğmeye basıldı. Maraşta; gencecik, fikriyatı oturmamış öğrencileri sahaya sürerek, alevi sünni çatışmasını, tabiri caiz se savaşını çıkartma provası yapıldı. Başarılı olunamayınca ırk ve mezhepler üzerinden başarısızlık kesinlik kazandı. Hasılı, humeyni üzerinden hizbullah foryası patladı. Onların da bölünmesi gerekiyordu. İlimciler ve menzilciler diye bölündüler. Bölündüler. Bölündüler. Islami cemaatlere girilip( ki hâlâ devam ediyor) içten biribirlerine düşürülmesi gerekiyordu. Niazmettin yıldırımın imhasıyla, oradan açılan gedikten de sonuç alınamadı. Olmadı. Olmuyordu. Tek çare kalmıştı, müslümanları peygamberinden uzaklaştırmak. Kur’an bize yeter diyen bir güruh üretildi. Hem de prof ünvanlarıyla. (Profesörlük kimlere nasıl veriliyor, bu araştırmacıların işidir) Tamda burada deizm doğdu. Çünkü zemin bu fikrin inşasına hazırdı. Sonrasında, agnostisizim. Gel de ayıkla pirincin taşını. ALLAH cc bize mü’min ferasetiyle düşünme kabiliyeti versin inşallah. Not: iran sanıldığı gibi şeriat ülkesi değil, tam tersine seküler bir devlettir. Okuyan bütün arkadaşlarıma saygılarımla Amacım kimseyi karalamak değildir. Ben her zaman faili, failleri değil, fiili fiilleri dikkate alırım. |
Gazze katliamları sonrası yırtılan maskeler sonucunda artık her -kahpelik- alenî, aşikâre yapılmakta.
Aslında aslolan hangi devletin, kimin ne yaptığı değil; İslam Dünyası içinde olduğunu zannettiğimiz devletlerin ve bizim ne yaptığımız.
Bunun cevabı da açık ve net.
Aynı zamanda üzücü ve düşündürücü;
Kocaman bir "HİÇ"
Gaflet içinde geçirdiğimiz onca zamanın bedelini Bosna'da, Filistin'de, Gazze'de, Myanmar'da, Doğu Türkistan'da... ödedik... ödüyoruz. Korkarım ki bu bedel gelecek nesillere de acı bir mirasımız olarak intikal edecek.
Artık şiir yazamaz olduk.
Biz ağıt yakıyoruz
okuyan şiir sanıyor.
Maalesef.
Anlamlı ve düşündürücü dizeler.
Açıklamaları "Şiirin Hikâyesi" bölümüne taşımanız çok daha güzel olur kanaatindeyim Suphi Hocam.
Bu vesileyle; az önce farklı bir sitede yaptığınız yorumlar ve teveccühünüz için teşekkür ederim. O siteyi genellikle arşiv olarak değerlendirdiğim ve yorum v.s. kısmına vakit ayıramadığım için teşekkürümü bu güzel şiirinizin altına iliştirmek istedim.
Selam ve dua ile.🌹