KESİN DÖNÜŞ
KESİN DÖNÜŞ
Yorgun yüreği yenik düştü sonunda, Acılara, sılaya, yalnızlığa, İşte yalnız adam, işte gurbetçi, Yalnız gitmişti, cansız döndü, Doğduğu topraklara, Hep sonra, hep sonraya dedi. Erteledi umutlarını, kesin dönüşü, Ama artık kesindi, kesin dönüş yaptı. Göğüs gerdi her şeye otuz iki yıl. Ezildi, kavruldu yüreği yaban ellerde. Aç kaldı çoğu kez, bollukta, Uyuyamadı yeterince, Zamanın yokluğundan hep sonra dedi. Erteledi mutluluğu, yaşamayı, Ya sonra… Kesin dönüş. Bavullar uçağa yükleniyor. Bekleme salonundan izliyoruz. Üç tabut yaklaştırıyorlar uçağa. İşaretleşerek gösteriyorlar tabutu. Cenaze yakınları. Şu diyor, şu kahverengi olan bizimki, Diğer yolculara duyurmamaya dikkat ederek, Otuz iki yıl sonra dönüş yaptı. Dedi oğlu. Bir daha Almanya’ya geri dönemeyecek. Bu muydu yaşanması gereken? Tabutun uçağa yüklenişini, Annelerine duyurmadan seyrettiler. Gözyaşlarını silerek. Buna dayanamazdı yoksa. Annenin kavrulmuş yüreği. Geçen izinde yan yana oturmuşlardı. Şimdi ayrıldılar. Son yolculuğu bu, Bavullar arasında yapıyor. Vasiyet etmişti rahmetli, Memleketim de olsun mezarım, Yaban ellerde bırakmayın diye... Daha umutları vardı yaşayanların hayattan, Babalarını bıraktıktan sonra, Yine geri dönecekler Almanya’ya. Onlarda bir gün böyle, Kesin, kesin dönüş yapacaklar, Besbelli kesin dönüş. Ünal GÜNEŞDOĞDU |