KÂHKİK
Çok özledim yine bizim elleri
Bir türkü tutturdu dilim arkadaş... Gönüle dokunur nazlı yelleri Salar kokusunu gülüm arkadaş. Köyümün üstünde yeşil sahası Her ağaçta vardır bir kuş yuvası Her derde şifadır soğuk kurnası Akıl erdiremez bilim arkadaş... Yazın Irmaklardır çocuk hamamı Bir izlesen ekmek yapan anamı Çabuk unutursun kederi, gamı İnan burda yaşam filim arkadaş... Erkenden ocağı yakardı anam Kıvrılarak çıkar bacadan duman Tezek kömürüdür sobada yanan Deterjandır benim külüm arkadaş... Şehre gitmek ister burada herkes Gider, fakat orda alamaz nefes Olur şehir ona koca bir kafes Sılaya çevrilir yolum arkadaş... Köyümün üstüne bir figan çöktü Dört eylül barajı bağrını söktü Gönül sazım çaldı kalemim döktü Sessiz sessiz ağlar telim arkadaş... Hicranî’m der, yetim kaldık gurbette Elemle, kederle dolduk gurbette Hasretle kavrulduk, solduk gurbette Köyümden ayrılmak ölüm arkadaş.... Nûriye Akyol Teşekkürler Üstadım: Gurbetin yolları şirin göründü Gözlerim aradı, ruhum arındı İnsanı telaşta, dostluk serindi Garip kuş misali halim arkadaş. ----Mustafa HOŞOĞLU |
Gözlerim aradı, ruhum arındı
İnsanı telaşta, dostluk serindi
Garip kuş misali halim arkadaş