YİNE SAÇLARIMA AYRILIK AKŞAMININ KARLARI DÜŞERŞiirin hikayesini görmek için tıklayın * Temmuz ateş yaksa da *
* Gidişin karlar yağdırdı * * Pencereme *
Hüzün çöker yüreğime ayrılığın o son noktasında
Hüsran yıkar gider bendini, boz bulanık ırmaklarıma çaresiz Hep sığınsam da gelişinin umutlarına Engellerimi aşarda gider ayrılık trenleri Gözlerim susar çaresiz, yüreğim burkulsa da Gömülürüm akşam saatlerinin yalnızlığına Dalarım senli hatıralarıma Sığınırım kimsesizlerin kimine, yalnız ve tek ! Temmuz sıcakları yakar, yakar mı gidişin kadar Ama temmuz’un ne suçu var ki Bu yakış ayrılığın cehennem ateşi sanki Şimdi odamda sensiz geçen günlerimle başbaşayım Gözlerim gökyüzünde... yıldızları sayarım Ve yine ellerimde hiç bir şey kalmamış ki Beni avutan mazime dalarım ’Kader bu ’ derim de ,konuşurum sıcak sağnaklarımla Birazdan anılar yığılacak yine kapıma Ben çıkamayacağım içinden hangisine tutunup Kaç anı da mutlu olup avunacağım Kalbime gözlerini düşlediğim o zamanların Kaçıncı keresinde Yaşlar hücum eder gözlerimin pınarlarına Bir ayrılık akşamının karları düşer Yine saçlarıma... üşür tüm bedenim yokluğuna ’Ah !... keşke’ demeler fayda etmiyor Ayrılık , ayrılığını bildi gittin gideli Ben ayrılığın en koyu karanlığını Hangi birini anlatayım Yürek hikayelerimdeki yangınları Acılar var gözbebeklerimde Feryadı var ayrılıkların Nöbet tutar her gece sıra sıra Çakılır gözlerime kangren olmuş umutlar Ezilir yüreğim ezgiler içinde Türküler söylerim o gözlerine Mevsimlik güneşler doğuyor pencereme Isıtmıyor hiç biri üşümüşlüğümü Susmuyor hüzün şarkıları duvarlarda Senden sonra Gecelere, bir de gecedeki hüznüme Ortak dertleşiyoruz birlikte Günay Koçak 10. 7. 2024 |