Seksenlere Arşın
Şimendifer utanmış asfaltın renginden
Bulutlar ağır aksak tırmanıyor Elimde gül ve mektup Saz kırık tebessümler eksik Annesiz oğlakların sürüsündeyim Avurtlarımda sigara çöküklüğü Gelen bir mevsimi karşılıyor kasketim Güneşin süngüleri çekiyor dertleri Ezgin bir kader bu benimki Yumurtası soyulmuş kahvaltılar Sofra bezi margarin ve dolu çay Ekmek otuz kuruş daha ucuz diye sırada Lalenin ucunda bal yapmaz bir arıyım bugün Her gün bir kaleden başka bir kaleye sürgün İğne deliğinden geçip gidiyor Hayatımıza giremez dediklerimiz Salçalı ekmek yedik Bugün de doyduk Rüzgarında misler gibi uyuduk. Çoban ışıklı dağların Benim buhurdanım asfalt üstündedir Çay kokulu algın bir göz dalması Gazetede iş ilanlarında Yamalı kamyon tekerleklerinde El ayası kadar poğaçalar Rüyalarımda sabah serinliği Gelirken ağladığım Giderken ağladığım şehrin tabelası Maziden kopup radyoma geliyor Asmam çardaktan suyu bardaktan Çınar’da uyanıyorum Elimde mendil ve mektup Kara Cava’nın üstünde dağlar aşıyorum. |