BOZDOĞAN
BOZDOĞAN
I Bir daha gelmek ister, Bozdoğan’ı görenler, Gelip dünya gözüyle, siz de görün erenler. Hayatın acıları şöyle kenarda dursun, Elini tuttuğunda her derdi unutursun. Esrarlı bir sıcaklık sararken çevrenizi, Her mahalle her sokak fetheder kalbinizi. Nasıl gökte uçarsa aşkın tasından içen, Aynısını hisseder bu güzel kentten geçen. Tutup çeker içine, bunun sırrı bilinmez, Kalbe dolan ferahlık ölene dek silinmez. Ilık bir rüzgâr eser şehri gördüğün anda, Bozdoğan sevdasının eşi yoktur cihanda. Kışın gelinlik giyer, beyazlara bürünür, İlkbaharda üstüne misk û amber sürünür. Uçup durur göğsünde rengarenk kelebekler, Türkçe ninniyle büyür, kundaktaki bebekler. Her yıl yeniden doğar yaprağıyla dalıyla, Yeşiliyle alıyla, pekmeziyle balıyla. Hadi artık girelim muhabbetin aslına, Şu ömür kitabının bu müstesna faslına. II Bozdoğan kurulurken sekiz yüz yıl öncesi, Türk’e gönlünü açmış, kutlu düğün gecesi. Nice dua katılmış bu visalin harcına, Türk bayrağı çekilmiş Körteke’nin burcuna. Kurda kuşa sincaba, Madran Dağı han olmuş, Suya hasret kalana, şelalesi can olmuş. Bir tepeden inersin Kral’ın Havuzuna, Dünya mülkü fedadır bu toprağın tozuna. Alhisar’daki çavlan, nazlı yâre seslenir, Seyretmeye gelenler, altında nefeslenir. Ebemkuşağı yansır Güney Şelalesine, Hayranlıkla bakarsın muhteşem halesine. Bu toprağın inciri, incirlerin hasıdır, Malküpü Kırk Merdiven, geçmişin mirasıdır. Suyu saklar koynunda Bozdoğan’ın sarnıcı, Arapapıştı kanyon, besler bin kırlangıcı. Piginda Antik Kenti dünün dilsiz hâlidir, Taşların sessizliği mâzinin ahvâlidir. Bozdoğan’ın pidesi, acıkana dermandır. Eşsiz Oğlak Kebabı, rayihayla harmandır, Kar Helvası ümitsiz hastaların emidir, Kıl Çadır’ da tefekkür, tevekkülün demidir. III Ey Efeler diyarı! Şeref senin, şan senin, Günde beş kez okunan, gökteki ezan senin. Ay yıldızlı bayrağım şahikanda süzülür, Bir an hüzünle baksa, şair gönlüm üzülür. Vatan için can verir, bu toprakta her doğan, Geçmişten geleceğe bir rüyadır Bozdoğan! YAŞAR ÖZKAN 10.02.2024 Safranbolu |