şiir mi o
fonda yine çok şikayet
ama bu bir resim şu an ki benden selamlar gün içi kim olurum bilinmez alnımın içi kaşıntılı , göğüslerimizin damaklarını yarıyor süt dişlerimiz harflerin emeklemesi diyor bazımız ona bire on basmak tasavvuru tasavvuf seyrek evlere uğramaz bazı beklemez duvarı iri taneli tesbih ihanetten harp başlığı olur şekilcilik dişe diş , kana kan kemik kapıya tak tak çelik katmanlı yapılara dönümlenir saflığından kırsal terminoloji babanın yağız atı ölür, annenin gök yelkeni oraklar çocuklarını biçer bu kez, teriyle doyurduğu beyaz düşünceyi ben de bilmem siz gibi kırıldı hangi gönlün alyansı o berrak suyun uzaklara yolculuğundan antik mikrofonlar taştan kendimize kalınca yapılması gerekenler eski madenciler de bulamadı ateşi sonsuza defineyi nehrin karşı yakası da üşümeli ısınmak adına yarayı kabuğundan soymak çayır, çimen , sütü burnunda aspirin vicdani yaptırımlar yaratır insan melemesi farkındalıkların sabrı şimal heyy ne oluyor burada denir , duyulur ama bu bir portre kimin bastığı deklanşöre inanın belirsiz |
Zarifoğlu şiiri gibi.