YÜREĞİMŞiirin hikayesini görmek için tıklayın İnsan sıfır noktasında başlar, yükselir ve sıfır düzeyine geri gelir. Tıpkı matematikte koordinat sistemi üzerine çizilmiş bir grafik gibi...
Hiçlikten benliğe, benlikten hiçliğe bir yolcu gibi ve hayat da zaten yolculuk misali... Peki o yola aklınızla mı çıktınız yoksa yüreğinizle mi? Ya da aklınızdakilerle mi hiç oldunuz yoksa yüreğinizdekilerle mi? Serbest vezinle yazdığım bu şiirimi beğenen, beğenmeyen ayrımı yapmaksızın okuyan herkese selam ve saygılarımla teşekkür ediyorum. -Mustafa ÖzTürk
Zaman bizi eritiyorken ve yok ediyorken içinde,
Bitmeyen bir özlemin pençesine takılı kalmış yüreğim... Yürüdükçe yollarım son bulmuyor, Bir çıkmazın içinde oradan oraya savruluyorum... Koskoca şehrin ortasında yapayalnız kalmış yüreğim... Kalabalıklar yalnızlığı yaşatıyorken sen olmayınca, Sensizliği demliyor ömrüm, şuncacık ömrüme... Ve demleniyor yokluğunda yüreğim... Dinliyormuş gibi yapıp dinlemiyorum aslında, Görmüyorum, duymuyorum, Hatta bilmiyorum senden sonra ne var ne yok öykümde... Söyle... Söyle nerede kalmıştık yüreğim... Avuntular acımı dindirmiyor, İçimi döküyorum şiirlerime işte öyle... Kimse okumuyor, görmezden geliyor belki de Fark etmiyor kimse içindeki seni... Oysa biz seninle hep yalnızdık yüreğim... Çağlayanlar akardı eskiden sarp kayalıkların arasında, Coşardı erimiş buzların ardında bir bahara Çoban yıldızı parlarken gökyüzünde, Yar gözlerimin önünde yalnızca bir hayaldi yüreğim... Şimdilerde sular çekilmiş, çağlayanlar susmuş, Ne coşku ne de bahar kalmış bizim oralarda... Sahi, her şey bitti de biz mi kaldık be yüreğim... İkimizi toplasan bir etmez artık... Sen sıfırın gölgesinde kalmış bir hayat, Bense bir sıfır yenik hayata... Yok oluşları izlerken yok oluşumu görüyorum; Yok oluşumuzu yüreğim... -Mustafa ÖzTürk #mstfztrk |