Kara Kedibir şiir yaz gecenin sağır duvarlarına yaz ki aralansın sözlerin sır perdeleri sönsün yüreğini kasıp kavuran ateş dinsin fırtınalar ninniler uyut dizlerinde dağılsın karanlığın sisleri ağaran gün yanı başı İstanbul yalnızlığı dünün köşe başlarında ıslak kirpikler pikapta cızırtılı bir şarkı ’bir kördüğüm ki içim çözdükçe dolaşıyor’ say ki günlerden çarşamba ertesi benim dudaklarım kırmızı en sevdiğin elbiseyi giymişim mevsimlerin üstüne fırında altları yanık kurabiyeler vazoda pembe karanfil saçlarımda ellerinden taç yaptığım çiçekler of bakma saatine ama bitmedi daha parmak uçlarında yaşamak gibi ânı sen mavi olmuşsun boydan boya ben martı kanatlarımı sana boyamış çığlığım yerde ararken gökte bulmuşum seni okuduğum romanda rastlamışım adına aynada mahcup bir buse kondurmuşsun yanağıma yanaklarım iki elma eyvah eyvah gözlerinle demlemişim akşamı bakışların meze olmuş bakışlarıma akmışız kapısı yeni açılmış bir düşe susuz içiyorum aşkı kana kana ah şişede bana bakan bir deniz kızı o çok şaşkın ben biraz deli her şey iyi güzel de bu kara kedi nereden çıktı şimdi oysa tuz buz olmadan kumdan kaleler bir makas da ben alacaktım hayatın yanağından varsın bizim olmasın dünyalar ne güzel söylüyor Fatih Erkoç ’Avuç içi kadar mutluluk yeter’ adam olana vah vah yolunu mu kaybettin sevgili ilk şiirden sağa dön hiçbir yere sapmadan üçüncü imgeye kadar dümdüz yürü finale gelince dur seni kediler gibi çok seven utangaç yüreğim çıkacak karşına şaşırma aman dikkat et açık bırakma sakın parantezi (kaçmasın kara kedi) Gia. |
Ama olsun dedirtti şiir.