ve yüzümüz dönmüş karanlığın yediveren kaoslarına kudretli beyinlerimizin izi kalmış ezelde toprak testilerde ve üzüm bağlarında
artık hayat ne kırmızı şarap tadında ne de kadeh saydamlığında boz bulanık nehirler gözlerimizden akan ve ölü tabiatın alıngan hıçkırıkları gamzelerimizde çoğalan
her gün her akşam buradan geçiyorum bataklık göletinden
kurumuş sazlıklar da olmasa bu ürkek çekirge batağa batmış çamurlu kurbağa ne yapardı
bekliyorum her geçişimde azimle inatla avuçlarımı açarak
ne çekirge zıplayıp konuyor avuçlarıma ne kurbağa vıraklıyor kulağıma
ah! Tanrım bu inatçı sessizlik bu yok oluş çıldırtıyor beni bu çılgın rüzgârlar hâlâ neden tırmanıyor saçlarıma yüzüme neden neden
toprak mı ölü ben mi yoksa yol mu ayaklarımın altından kayan zemin mi zihnimin örümcek ağlarında dolanıp duran ah! zavallı ruhum
söylesene ne zaman akl-ı selîm insanların huzuruna erişeceğim bende
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ÇAMURLU KURBAĞA şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÇAMURLU KURBAĞA şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.