Enkazındayım Bu Ömrün
Yüreğimdeki enkazları toparlıyorum arefe sabahı
Babamın bakışları düşüyor üstüme Kirpiklerinden öpüyorum Karpuz çekirdekleri saçılmış sokaklarıma Yüz yıl geçmiş aradan Toparlamaya yüz bulamıyorum Dualar pansuman etmiyor biliyorum yaralarınızı Yarınlarınıza doğacak güneş kirlendi kulislerde Akçeleri gıcır Ak ellerinde kan var medeniyetin Umursuyorum paletler biçerken bebeleri Çeliğin kıtalar arası seyehatini Elimde iki yüz elli iki günlük albüm Kefiyelerini keyifle sallıyor çocuklar Ah çocuklar parçalarınız paramparça ediyor ruhumu Ecnebi çığlıkları ezerken adamlığımı Kıyamları kıyım kıyım ediyor secdemi Babamın gümüş başını gömüyorum göğsüme Göğsümde İshak kuşları Avazları yangın ahları suskun Kanatları bin yıldır neşeye küskün Ve susuyorum kimsesizliğe Yanağımda buz tutuyor göz yaşları Kanamasaydın gönlümde kan akmayacaktı yeryüzünde Bal gözlerin boşanmayacaktı mesela gözlerimden Molozları arasında kaybolmayacaktım Orta doğunun Riyasına şahit olmayacaktım kaburgasız toprakların Omurgasız rüyaların İsviçre bankalarında saklandığını perçinlemeyecektim İsimleri yazılmayacaktı kollarına çiçeklerin Kazacaktık zeytin ağaçlarının gövdesine aşkla Şanlı bir zaferin arefesinde kanamasaydın gönlümde Kurban olacaktım İsmail’ce İbrahim’in yüreğinde Kurban etmeyecektik el birliğiyle Filistin ’i Babamın merhametini yağmalayıp arefe sabahı Enkazını toparlayacaktım kalbimin Katlimin faili olmasaydın şiirler çığıracaktım Ağıtlar yakacaktım zengin vefasızlığına Benlerini sayacaktım gül yanağının Kadim zulmüne taç takacaktım Görünce anaları cesetler taşırken Bisikletle taşınırken cennetler Hasretinin közü şifaymış anladım Bağdaş kurup hüznün sofrasına Yudum yudum içtim kederini bu ömrün Bıraktım boşluğuna kendimi dünyanın Sarıldım kitabesine babamın Bırakıp ardımda kötü zamanı Düzüldüm yollarına buruk bayramın... |