SEN VE SONBAHAR
izmir’e yağmur yağıyor
aylar sonrasında yeniden alnıma düşüyor damla damla süzülüyor yorgun kirpiklerimden yüzümden düşen bin parça sensizim, eriyorum kederimden nemli bir akşam daha oluyor yağmurla ağlaşan gözlerimden... aylardan ekim elimde ıslak eski bir resim gönül ıssız çöl deniz sarhoşu bedenim yaz gelip geçmiş, hazana dönmüş mevsim göçmen kuşlar uçup gitmiş oyunmuş meğer yaşadıklarım... bitmiş yasak gecelerden çalıntı anlar, sanki hiç yaşanmamışcasına; bir günahtan kaçarcasına sevişmeler, nedamet tüten evlerin bacasından ömrümün son kalıtını söker gider... dökülen ben miydim , dalgın silinip giden yapraklar mıydı rüzgarla savrulup akşam üstleri bir ben miydim yolunu kaybetmiş, bu koca şehrin budala aşığı... yitik ömrümün son- baharı tosladı ayrılığa içim ; içim, bitmiş aşkların mezarı; soluk bedenimde kuruyup giden... o aşklar ki düşman başına; sessizce, yaşanmadan biten... seni düşünüyorum an’ı aşıp sıyrılıp zamanın tutsaklığından önce gözlerin geliyor aklıma zeytin karası; baktıkça derinleşen derinleştikçe buğulanan gözlerin... düşle gerçek arası; bir ikona dönüşüyorsun sonra aniden, dokundukça dağılan, dağıldıkça içimde acıyla mimlenen... |
aylar sonrasında yeniden
yüzüme düşüyor damla damla
yüzümden düşen bin parça
nemli bir akşamı çağrıyor gözyaşlarıyla
............................
HEP HÜZÜNDÜR SONBAHAR
VE EKSİK YANIMIZDI YOKLUGUN HÜZNÜ
BAŞARILAR DOST DİZELERE