DUYULSUN ARTIK
Her gün çalış et
Tükenirse bu yetenek Yazmayı dahi siktir et Riyakar heves İtaatkar çile Beynimin nöronları kapanırsa bir kere Bırakırım şiir yazmayı, gömerim dikim atölyesine Yeraltında kibir katsayın yükselirse Koşarsın hırsının peşinden, gözünü kör edene dek Bir tılsım gerek Söndüyse gönlünün en narin yerine iliştirdiğin istek Alamazsın nefes, öldürdüyse vesvese Yaşarsın bir ceset gibi İlerlemek için göster bana bir sebep Halvetim vakitlice, eksik değilim hayalleten Her düşüncem olur mu esef? Çürüyen serbaz çeker her şeyi sineye Emsalsiz bir elmas gibiyim, yerin en dibinde Gizlenmişim bir evsinde Talihimi arıyorum, düşürebilirsem tüfeğimle Yollarım kasis hep, zehri çek ciğerlerine eski bir kilisenin eşiğinde (eski bir kilise de) Hayalleri dumura uğramış bir nesil, çöküntü içinde (sıkıntı içimde) Bir sahilde hafif esintiyle yürürken, umudu zuhur ederim zihnimde (zihnimde) Bin kere söyledim ve hala söylüyorum vazgeçmedim hiçbir şeyden (ve hiç kimseden) Serbest stil, tüm hareketlerimiz Kafamızın dikine gideriz Beslendiğimiz bir şey yok Sadece karanlığı biliriz Seni ciğersiz, anca duvarın dibine işersin Ellerinle oğlun yaşındakileri zehirlersin Yine boşuna çıkmadı şüpheli düşüncelerim Hasedin adresi, komik nefretiniz Dürüstlük üzerine kurulu tüm niyetimiz Matemin mevsimiyiz Dürüldü çoktan merhametin defteri Kurtaramaz adaletin kalemi Kırdıysa hakim, idam sehpasında düşlerimiz Bir sokakta bıraktım gülüşlerimi Ama hayat bitmedi Koskoca evrende hapisiz Duyulsun artık sesimiz |