BUNALTI
Ansızın geldi bunaltı
Kaygısını sezer duyguları Mantığı deşer kurguları Algısını yitirtti umdukları Karanlığın içinde umutları Soyut düşünceler somut gerçeklikle karışır İnanma isteği hakikatten daha fazla baskın Damgalı tinleri amiyane yaratıklar sardı Her gün bir haber daha ekranda sıkar canımızı Bir tutamak yok ki dayansın sabrımız Siyasi efendilerin vaatleri tutarsız Ne beşerin yasası ne de Tanrı’nın kanunları Kimse dindirmez haksızlığın acısını Toplumsal ehemmiyeti olmayan bireylerin çığlığı Olgusal mitlerle dolan beyinlerin hıncı İnanabilme ihtimalinden tam zamanında kurtarır yalnızlığım Yarınlarımızın handikabı amansız ağırlık Vireyiz kadere bu sefer, nasıl da gururumuz kırıldı? Korkunç bir sessizlik, bu öldürücü bir andı Sokaklarda dertlerinden kaçıp, içinde taşı Hatıraların kilometre taşında bulanıklık Rastlantısal diyaloglar mı duyduklarım? Bir ara dedim, görmeseydi gözlerim, sağır olsaydım Gök gürledi, şimşekler çaktı, yeryüzüne sel oldu bulutların gözyaşı Sorguluyorlar mı bir genç kızın intiharını? Derdimiz var olmak mıydı? Sanmam, öz babası tarafından tecavüze uğramaktı Bu iğrenç durumu annesi bile kanıksamıştı Söyle bana kim soracak on iki yılın hesabını? Sönen çocuğun olacak mı sence bir hayatı? Bedelini taşıyamaz avuçları, daha ne kadar susacaktı Öfkeyle karışık bir hüzün midemi bulandırdı İnsanlığımdan utandım, dünyam karardı Bak yine geldi amansız bunaltı |
Bir tutamak yok ki dayansın sabrımız
Siyasi efendilerin vaatleri tutarsız
Ne beşerin yasası ne de Tanrı’nın kanunları
Kimse dindirmez haksızlığın acısını
Tebrik ederim
Yüreğine kalemine emeğine sağlık