BIRAKINUnutmadım kendimle savaşımda ettiğim yemini, Unutmadım tenbihlerimi. Belki hiç dile değmemiş sözlerin diyarında, Kaldırıp başımı gördüğüm beyazlıkta, O büyük ve muazzam zaman zifirin dibi, Söyleyemediklerim kemirirken içimi, Hayat yordu, dünü ve bu günü. Ve hatta yarını... Uzunca bir yolu yürüyorum kendime, Üşüyor kanatlarım batakçıl kuşlar gibi. Bıkmadan, usanmadan yarımlardan tümlenen, Aynı ateş közünde ayrı ayrı küllenen, Hangi hicranın girdabına gömsem hüznümü, Ya da... Bir hasret bahçesinde güllenen, Hangi vuslatın dimağına sürsem yüzümü. Selâmete çıkmamış çilemin, Bırakın göversin kutlu derdimin dermanı. Açılır mı firakın kapıları, Bırakın karışsın sulara yangın yerlerim, Yıkılsın kumdan kalelerim... Bırakın bir secde anında yeşersin duâlar, Göğün sinesine bırakın, Asılı kalsın bulutlar. Bırakın gövdesinden boşalsın yağmurlar. Bırakın öpsün çorak toprağımın alnından. Gönlüm helalleşmez ki başüstüne yükleneyim, Aklım dilenmez ki yüreğimle üstleneyim, Belki bu yüzden soğuk kalbim, Boynum bükük bu yüzden... belki. Diş tırnak sürüklenip sükuttan Masum bir duygunun anısı kalmış bende, Saklı gizimde. Bu yüzden belki baktığım her yer karanlık, İçimdeki serseri yalnızlık, Bu yüzden belki. Cemreleri çiğniyor hicran dimâğımda, Yürüyorum zorlu yolları vuslat telaşında, Kırk kilitli kapılardan geçiyor ömrüm, Usulca dokunuyor fikrime. Bir vurumluk canı kalmış aklımın, Hangi yalaz alevin bağrından çekip alsam ki bilmem. Bilmem ki şafağı söker mi sabahın, Ben dahi benden uzak duygular cezbesi, Manasız... bu ne anlamsız mısralar işçisi. Bırakın günahına masallar yazılsın, Bırakın göğe ayan niyazlar kazınsın, Bırakın mühürlensin yasaklar inadında, Alnıma dokunan tekbir ilanında. Gönlümün meskeninde çöreklenmiş sorgusuz sualsiz. Günü-güneşi tedbirlenmiş muttasıl, Geçti ömür usulca... işte bu son fasıl... Eylül Meral Yagmur __// h.i.c.r.a.n |
Nazar değmesin
Şifa bulsun
dileğin.
Tebrik eder,
esenlikler dilerim.