MUALLİM!
MUALLİM!
Öğretmen olarak gönderilmişti Harcı Besmeleyle kardı muallim! Peygamberdi, Kitap indirilmişti İnsanlığa dersti derdi muallim! Güzel ahlâk oldu dersinin başı Kör değil insana olmadı şaşı Pırlanta eyledi eldeki taşı Muhabbetle kalbe girdi muallim! Öğretmenlik durur benim aslımda Öyle muallimler geçmiş neslimde Talebeyi maarife teslimde Gönül ehli seni sordu muallim! Isıtırdın zemheride soğuğu Kazanlarda yakıyorlar soğuğu İrfansız binalar, beton soğuğu Vakit son demine vardı muallim! Saygı ile varılırdı yanına Diğer işler denk değildi ününe Geçilmezdi öğretmenin önüne Eskiden seslerin gürdü muallim! Örnek idin köyde kentte fertlere Yoldaş oldun hanelere yurtlara Çare oluyordun bütün dertlere Elbette mesleğin zordu muallim! Erkenden giderdin okullarına Çiçekler sunardın has kullarına Çatınca zamanın pis kullarına Artık saatlerin durdu muallim! Canlarını saran kolların vardı Yunusça şakıyan dillerin vardı Bahçende misklerin güllerin vardı Hain eller vurdu, kırdı muallim! Rastlıyorsun her gün necis birine Bakamaz olmuşsun sen de yarına Kurşun doldurmuşlar kalem yerine Şu gözlerin neler gördü muallim! Bu olanlar muallimi yaralar Aramadan bulunur mu çareler Mesleğin önüne geçen paralar Senin de dünyanı sardı muallim! Artık kaçılıyor ziller çalınca Erişilmez oldu kaçan bilince Sevgi mesleğinde ruh da ölünce Öğretmenlik sona erdi muallim! Murat Kahraman Murâdî 10.05.2024/İst. |