GÜNEŞE GİDEN MEKTUPŞiirin hikayesini görmek için tıklayın * Anne izin verir misin dizine yatayım *
Sonbahara yağmur düşüyordu, gözlerime ayrılığın Dualarımda ismin vardı Takılıp kalmıştım çıkılmayan sokaklara Yüreğim bir serçe kadar ürkekti yoksun diye Ben ki, unutmuştum yaşamayı Kendimi, adımı Ağız tadımı Belki hicranda unutmuştum telaşlı Aynalara küskün, akşamlara, şarkılara Güz yağmurları kadar bitmiyordu yaşlarım Senin için yazmıştım taa gittiğinden beri Tüm şiirlerimi, üstelik ağlarken geceleri Diyordu ki şair arkadaşlarım okuyunca ’Ağlayan şiir... ağlatan kalemi ’ Eflatun gecelere bölündü düşlerim Sensiz ! Her şey bir oyundu, her şey böyle nedensiz Korkuları sırtımda mor gecelerin... uykusuzluğun Ensemde solumaları karanlık kabusların Hayaller ülkesine sığındım, belki avunurum diye Hayallerime sinsi eller uzandı acımasızdı Kapkara yürekler ! Ellerim hep senden teselli bekledi Sana sığındı, secdelerine, sabahına Şarkılar ayrı ayrı hüznüme hüzün katıyordu Ben sana doğru koşarken Ayaklarıma takılan engelleri aşıyordum Duamla...sevginle yüreğimdeki Hayallerime yağıyordu yağmurlar Ben sensizdim yine... yine hasretinle Çıkaramadım gözlerimden yitikliğini Ve yağmurlu akşamların kimsesizliğini Keder içinde kedermiş meyerse geceler Bilmiyorduk Bir ayrılığa düğüm atıyordu paslı kapılar ! Bir özgürlüğe düğüm çözüyordu şarkılar Gelişin bir şiir olmalı... özgürlük kokan Mısralarım sen sen diye inleyen Umutlarım var oldukça bilsen Böyle yakınmamalıyım gecelerden Sonbaharım çiçek açacak mevsimlerden Bir sen olmalısın tek bildiğim Dünyamı Güneş gibi aydınlatan, ısıtan Günay Koçak 22. 05. 2024 |