Mazeretim Var... Alzheimer'ım Ben!
-Terk ettim bu gün evi kısa süreliğine...
Ruhumdaki hicran yarasına çiseliyordu sanki yağmur ...! Yağmur demişken; nasıl da güzeldi o dilberin gözlerindeki yeşilin tonu! Enikonu 1.60 dı boyu Ellerindeki gelinliğiyle hayli yorulmuştu göğe bakmaktan Martı çığlığı tasvirine cuk oturmuşluğuyla zılgıtındaki feveran morluk, bir aşığın geç kalmışlığına şehirler arası otoyol ihtiyaç molası gibiydi pişmanlığı Bilirdim, girdiğim her iddiayı kazanırdı çok bilmişliğim Başı göğe yakın bir zürafa gibi yukardan izleyecekken az sonra yaşanacakları Kubrik senaryosu repliğinde soyuverdim oracıkta soyunmuş olanı biraz daha fazla Esir kampından yeni kaçmış bir kölenin lades kemiğinden bak yine sana ulaştım ...! Sen Beşiktaş Ben Beykoz Ortak paydamız "Be" şifresiyle sersefilim işte kapında... Ne olur gör beni! 1.60 lık dilberin minicik ellerinde der beni... Halka açık halvet tahterevallisinde bir aşağı bir yukarı ger beni... Ruhumdaki hicran yarasına değmişken yeşilin o güzel tonu Gamzelerindeki ejderlere yem ediver beni... -Bu gün evi kısa süreliğine terk ettim... Bu kadar zor olmamalıydı sana ulaşmak Havalar soğuk Bahaneler hep sırılsıklam Muavini sadakat tek otobüs de tıklım tıklımken aşkına ... Otostop çektiğim *bu tır şöförü bana mı halleniyor ?... Tövbe bismillah! Yürüdüğüm yolların tekinsizliği karanlığı sebepli midir gecenin? Cirit atardım oysa bir zamanlar iki teker üstünde karanlığa Bir yanım da ıssız ovalar Diğer yanım yollarını şaşırmış kurt sürüleri Onların ulumaları Benim motorumun sesi Celladı olurduk Sessizliğinin Issız ovaların Siyah Tesla’sının kibrine sıkışmış dilber; ne olur alıversen ya beni yanına Karasular mevkiinde bağı çözülmüşken dizlerimin Bir el atıversen aşkın peşindeki Mecnun’luğuma Ve fakat Bu derece baygınken bakışlarındaki hüsnüniyet Dikkat ediversen biraz da Attığın elin mahremime yakınlığına -Evi kısa süreliğine terk ettim bu gün... Dişleri elmas Miğferleri tunçtan dostlarım vardı, sen takıntım olmadan önce Dostlarımdan *biri Rahibe pelerinleri dikerdi, envai renklerindeydi tabiatın *herbiri Fakat Siyah üzerine turuncu puantiyeli fovorimdi *benim! Ki İlk kez senin üzerinde görmüştüm puslu bir sabah vakti suretini Tanrı-nın(çanın) Olsalar da silikonlu o kadar güzeldi ki dudakların Doğduğun toprakların sümüklü çocuklarındaki g-öz rengi yeşilin cennet tonuydu Burnunda olsa da dokunuşları bir faninin ... "Çillerim doğuştandır" de ne olur! Benden gittiğin gün hiçliğe döküldü dolapta unuttuğun pelerininin puantiyeleri bir bir Yasın rengi dönerken siyaha Karanlığa hapsoldu aşktaki iman... Ki Ben Alzheimer illetinde terk eder dururum o günden sonra evdeki huzuru, imkansız bir aşka! (Yıldıray Kızıltan) |
bir romandan diziye çevrilmiş sanki...romantik fon müziği eşliğinde
gelip tekrar tekrar okunası keyifle.....
o yüzden tekrar geleceğim okumaya
geleceğim galiba
tebrikler sevgiler değerli kaleme