T-Aşkınım..Şaşkınım... Harap olmuş topraklarıma halen tohumları ekiliyor aşkın Sessizce esiyor rüzgar Düşüncelerim *kanatlarından öpüyor ölümü Oysa "Hüznün büyüğü olmaz " diyordu bir şarkı sözünde çığırtkan Baharın getirdiği her şeyi alıp götürüyorken sürüklenip giden bulutlar Ah keşke biz de terk edebilseydik bu mevsimi eğer olsaydı *kanatlarımız ...! Ölüme kucak açmışlığımız bu yüzden mi çaresizliğimizdir? Külü olur mu yanmaz kefenin? Olursa şayet külü; Rüzgarla savrulan tozlara kardeş midir göçebeliği? Yanmakta da değilse çözüm; Bekleyebilir misin benimle Kral Akbabaları çarmıhlandığımız o yerde? O yer ki Mümkün değildir geri çağırmak mutluluğu Ben gibi bir başına zirvesindesindir artık Himalayaların Neye yarar ki yalnızlık bereketli bahçelerindeyken Aden’in? Ki Biliyorum Everest’in sırt kuyularından birinde gizlidir elma bahçeleri Alev püskürten dev ağızlarda fırtına külleri, salise sonrası lapa lapa tipi grisidir aşka Ve Biliyorum Merak ediyorsun aslında kim olduğumuzu deliler gibi ...! Kim olduğumuzu nasıl bildiğimi merak ediyorsun *Her yeni günün ardından tek maşrapa su döküyoruz umuda.. Sonra ölüyoruz! Aden’den yükselen alev külleri düşüyorlar Gokyo Göletlerine peşimizden Ki İşte orda ... *Tam orda yeniden hayat buluyoruz aşka Yalnızca sen ve ben! (Yıldıray Kızıltan) |
Bitimsiz bir şiir kaleminize sağlık saygılarımla