Daldım akşama
Daldım gündüzün ardında
Gelen alaca karanlığa Baktım kül rengi ne bürünmüş Hüzün yüklü bulurtlara Üşüdüm esen serin yelinden Kıpırtısız kaldım olduğum yerde Sanki ruhum firar etmiş bedenden Derin düşünceye daldım İkiye bölünmüş benliğimde Bir yanım gezer çocukluğum Geçtiği kırsal alanda Diğeri arar mazi olmuş Dönülmez o güzel yılları O asla bulunmaz olan Özlediğim kayıp beni Yavaş yavaş gece çöktü üstüme Bir zaman ışık saçan Ay ile yıldızlar da artık yok Sanki sonsuz dönülmez Tarihî belirsiz bir firarda Olur birgün dediğim tüm hayallerim Gelmez olur akıp giden Durmayan zaman tünellerinde Yer değiştiren gece gündüzde Başkası yaşarken o kurduğum hayalleri Uzaktan nisbet eder gibi Gösterir canımı yakarak Cevap vermez ne zaman gelirsiniz sorusuna Bir boşluğa atar soru işareti dolu yüreğimi |