Ömür Treni
Doğduğum gün kalkarken ömür treni gardan
Çocukluğuma neşe veren sesi çınladı Ağır ağır hızlanıp giderken bu diyardan Ayrılıkta inleyen siren sesi çınladı Sırasını bekleyen bir sürü insan vardı Koşarlarken peronu derin uğultu sardı Vagona dolanların kesilmiyorken ardı Herkesin tek tek selam veren sesi çınladı Dünya seyahatine çıkışlar emirdendi İstasyonlar arası geçen gün ömürdendi Yolcuları et,kemik; yolları demirdendi Yan raydan geri dönen tren sesi çınladı Kahır yüklü vagonlar kahrımı taşıyorken Kim bilir kaç yolcusu hicranı yaşıyorken Art arda sıralanmış dağları aşıyorken Yokuşlarda tekerin diren sesi çınladı Rayların tik-tak sesi yayların gıcırtısı Pencereyle oynaşan rüzgârın hışırtısı Kıvrım-kıvrım bükülen yolların parıltısı Karanlık tünellere giren sesi çınladı Dağı taşı aşarken geçti haftalar aylar Bir türlü kesişmedi yan yana giden raylar Ara istasyonlarda inen bayanlar baylar Ulaşırken huzura eren sesi çınladı Bu gizemli trenin makinisti metindi Görünmez marşandize ulaşmamız çetindi Bense vagonda yalnız duygularım yetimdi Sessizliğin ruhumu geren sesi çınladı Ömür treni artık son durağa varmıştı Hayat kompartmanını derin elem sarmıştı DEĞİRMENCİ hayatı bir kefene sarmıştı Mahşer istasyonunda fren sesi çınladı |