YA ŞİMDİŞiirin hikayesini görmek için tıklayın * BEN UNUTMADIM *
* SAÇLARININ SİYAHINI * * GÖZLERİNİN MENEVİŞİNİ * * BEN UNUTMADIM * Gözlerin masal söylüyormuş Meğer bilememişim Masalların da can yakan ulaşılamayan Düşler olduğunu Ya şimdi ? Bu denli kısa mı sürecekti boyun eğişim gidişine Yine böyle çaresiz mi kabullenecektim Ayrılığı Belli değildi bu simsiyah veda Veda mektupları yazamadan ayrılışın Hani o siyah gözlerin uzaklaşamazdı ? Benden Hani bir daha ayrılık yoktu O uzak akşam ayrılığımızın acısı yetmişti Hala hatırlayınca ağladığım On aylıktın henüz o ayrılıkta Tüm dünya omuzlarımdaydı Sığamamıştım ne yere ne göklere Dillense Frankfurt’un sokakları Ve anlatsa ; gözyaşlarımı, acıyla sürüklenen Ayaklarımın derdiyle nasıl ezildiğini Ya şimdi Bu denli yakacak mıydı kalbimi Her türlü, her renk ayrılıklar Nerede kaldı bilmem daha dün gibiydi Pembe yıllarımız ! Gel, diyorum artık gel ! Dayanmıyor kalbim, gözlerim isyanda Parlak güneşlerin doğduğu yerden Doğ artık kara bahtıma Kurtar beni tuz - biber ezgilerden Bir akşam mavi kelebekler gibi gel Uzak güneşlerin battığı yerden Yine seninle gezintiler yapacağız O parkları, bahçeleri Kuşların şarkılarını dinleyeceğiz Rüzgarlara karşı dansedeceğiz Şimdi yansa da buralar ateşlerden Üşüyorum...neden bu içimi üşüten akşamlar Senin üşüdüğünü duyuyorum iliklerime dek Gel de sıcak akşamlara bürünsün Masalsı düşlerimiz İşte yine bir Müslüm Gürses Şarkısında efkarlanıyor gözlerim Zaten bahane arıyor ağlamak için Aynaya baktım gözlerim kan çanağı Ve bir çizgi gördüm altında Gel de bak annenin çizgi düşen gözlerine Ellerinin serinliğini sür gözlerime, bitsin ıstırabım ! Şimdi bitireceğim sana yazdığım bu mektubumu Göremiyorum gözlerimi perdeleyen yaşlardan Satırları Diğer mektubumun Müjdeli haberleri olur mu dersin Ne dersin ? Günay Koçak 18. 04. 2024 |