İSTANBUL
İSTANBUL
Öyle ki, hangi sokağa girsem sen; ıtrında kayboluyorum. İstanbul’a özdeş; Lale, Zambak, Yasemin’leri. Leylaklar müjdeliyor gelişini! Ay doğmadan az evvel, şavkın aydınlatır Sultanahmet’i. Vakit geç, zaman dar! Girme Kadıyoran sokaklara, Yorma kendini dese de yorgun yüreğim, dön yüzünü sevgiye! Ben karşıda aşk ayinindeyim. Ressamların bile resmedemediği Kızkulesine, hapsolmuş İstanbul’un soluklanması için duadayım! Bir daha uyanabilecek miyiz? Çocuk seslerinin, kuş cıvıltılarına karıştığı sabahlara? Banklara çizebilecek miyiz tertemiz yüreklerimizi? Boğaza nazır konaklarda duyacak mıyız; komşu, bir tutam tuz verir misin ifadesini? yoksa kaybolup gidecek miyiz istanbul gibi? N’olur hiç olmazsa sen kaybolma, gitme bu şehirden. Birlikte yaşatalım unutulan hasletleri! Efkan ÖTGÜN |