Kırık VazoYansıyan ufkumun mavi feneri savrulan külüm avuçlarına soluk benizli kaldırım yatağında taşa benzer göğsünde nefesi ah demeden çeker eziyetini böler uykuyu ortadan ikiye gözünde canlanır ana yurdu yoğrulan toprağı kırık vazoda huysuz bir bebeğin kasabası bağrına ateş dinmeyen sızı zamanın kalbine pelesenk avutulan geceyim ayazda uykudan uyanınca seher yeli anasız gurbetin uykusuz toprağı emzirilen bebeğin gözlerinde ışık hüzmesi sevda kucağında imzası umudun içinde coşan fırtına sesine kaynayan suların can evinden içeri ne adı kalır yazıda ne de şanı surlarında sarmaşık dize dize yere dökülen yığılan şehrin sesi ve sokakların kimsesizliği çöker önüne yılların Şimşek hızıyla ok keskinliğiyle ve çöz bağını ömrün Çöz çözebilirsen aldıkça nefesi 18.02.2024 Sinan Gürbüz |