ŞAİRDE DİNMEYEN BU AŞK BU COŞKU OLMASA...Mülayim bir renkti öncesi: Öncesiz sabahların da öznesi Hiçliği saygın Varlığı kimince yoksun Yâd ellere düşen bir şiirin güncesi Akla ziyandı aslında aşk Kimine göre çaresiz kimine göre uzak Kala kaldığımız kendimize Kayda geçer miydi sahiden de Sonlanmayan gece? İade-i itibarı şairin İtiraz hakkı saklı garbında Aşka biat bir rüzgâr iken şahlanan Meddücezrinde öfkesinin son bulan Kâh hazan kâh bahar Yüreği tefe tutan Ve de asla t/av olmayan şık bir kelam İnhisarında göğün Beklenirken kuşluk vakti Ölümün de dinmeyen vardiyası Eşref saatine ulaşmalıydı illa ki şair Zaman sonlanmadan Bir ukde bir ah bir de gıybet Deminde sevginin varsa yoksa tek ziynet Uzak söylencelerden Uzak yalandan ve nefsinden Nefesini hep mi boşa harcardı insan? Hele ki şairde dinmeyen Bu aşk bu coşku olmasa… Müptelası hüznün Muğlak değil mutlak bir ölüm Hem dilinde şairin Hem kabrinde Yasak meyveyi yemediği kadar da şahitti yüce Rabbi. Bir tebessüm dillendir ansızın Dil yarası filan da değildi vuku bulan Bu sızı Sızım sızım sızlayan masum yürek Kimine göre cenderede Elbet bu da bu da geçecek Zinhar yalan açan çiçeklerin neşesi Uykuda geçmez iken de günü gecesi Ulağı aşk Uleması kalem Mabedin matem dolu şeceresi Ne kıytırıktı yaşam ne de kıyısında köşesinden sahiplenilen Vuku bulansa bir temaşa Saltanatı sonlanan zalim Sırça köşkün fanisi Zemherilerin tek ziyaretçisi Ve evet, severken şair Ve evet, dikemese de Yüreğin söküklerini Sonlanmazken de mesaisi Bir ödül Bir övünç Bir kıvanç Saklı İken iç cebinde şiirin Yolluk bildiği uydusu olduğu kadar sevginin Salkım saçak notalar Not düştüğü kadar Vardı hani güncesi Aza kanaat eden şair En çok severken tanımazken sınır İçre yolculuğu Köhne bir lahit miydi yoksa içinde ruhunu Unuttuğu? Gönlün küpeştesi Ve zirvede duygular Azımsanan şiir ve sevgi Azadesi sözcüklerin Kir tutmaz alnında saklı yazgısı Yâd ellerde unutulmuş bir imgeden Çıkıp da yola Elbet vardığı Rabbi ve kendisi Kutsandığı kadar masum yüreği Çil yavrusu gibi dağılan ahvali Başı dik ve asi/l bir rüzgâr Buğusu gözlerinin Buğrası mevsimin Budanmaya müsait kalemin gövdesi Yeniden baş verecekti mademki umut Serkeş bir tını Saydam yüreği Seferisinde bilinmezin Kilit noktası varsa yoksa Ulaşılmazlığın sonlandığı En ulu Rakım en ulu Varlık Künyesinden dökülen birkaç isim Varsın olsun mahlası hüzün, Şairin endamı Şiirin esvabı Sözcüklerin yongası Aş erdiğine nail oldu ya sonunda Bir bilinmeze daha şerh düştü sonunda Başa alsa da hayatı Baş döndüren ilhamın coşkusu İle serili gök kubbeye Bazen gök kuşağı Bazen kırlangıç Havsalasından taşan binlerce sözcük Bir o kadar yalnızlık… |