BEN BABAYIM!
Canım evladım!
Ben, her gün hasretinle yanıp tutuşan bi çare babayım... Hele akşam karanlık çökünce... İçimde sıkıntı.. Üzerimde ağırlık... Gözlerimde yorgunluk... Karşımda özleminle canlanan hayalin... Elimde resmim... Sabaha kadar çaresizlik içinde, seni düşünen... seni özleyen bi çare baba... Eli, kolu bağlı... Kanadı kırık bir babamıyım... Elde yok, ayakta yok... Cep delik, cepken delik... Hayat oldu, har daim başıma bela... Yüreğime acı doldu... İçime dert üstüne dert oldu... Biliyor musun evladım? Sabah kalktığımda, evin boş olduğunu görmek... İsteksiz ve modun düşük olması... Sana moral verecek... Seni mutlu edecek... O, enerji yok... Çünki, bir babayı yıkan! Evladına sarılamamak! Yavrum deyip kokunu içime çekememek! Akşam olduğunda, alnına iyi geceler öpücüğü konduramamak... En önemlisi... Elinden tutup parka götürememek! Çarşıda, pazarda gezememek! Neşeyle, mutlulukla, birlikte alış veriş yapamamak! Hele hele, evladınla birlikte hayaller kuramıyorsan! Evladin hastalandığında başında bekleyemiyorsan! Şu an ne yapıyor bilemiyorsan! İşte o an, isyanlarda... Haykırıp, vurup kırıp, dökmek geliyor insanın içinden! Çünki, Ben bir babamıyım! Dinçer Dayı |
Evladını doludan, kardan; güneşten hardan koruyacak şemsiye demektir.
Ayrılıkların yaşanması, şemsiyenin tellerinin kırılması gibidir. Açsan açılmaz, açılsa tutulmaz, gölge salmaz.
Rabbim hiçbir evladı anasından babasından ayırmasın.
Cümleyi tersten okursak, Rabbim hiçbir ana babadan evladını ayırmasın.
Hayırlı huzurlu günler temennisiyle...