DOLMUŞKEN BU AŞKIN KOTASI...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın İklimlerin seferi tanığıyım ve ben iyi giyimli iyi halden dahi indirim almadığım kadar suçluyum ve hükümlüyüm seni sevmekten. Zerre de pişmanlığım yok sen ikliminde seken Hecelerden çektiğimse dil yaram Yüreğin şatafatlı gizinde Erdemli ve inançlı bir mahkûmum Aşk denen iklimin Kıyısına vuran yabani sözcüklerin Hurafesi imgelerin Kaynayan kazan misali Ben zimmetliyim sana ve aşka ve yalnızlığa Boyut atladığım kadar Aşkın şafağı da attığından fazla İnce uçlu kalemin sefasını Sürerken de sensizliğin Zafer nidalarına eşlik eden Nemli yüreğimin Hem atarı Hem de dolmuşken bu aşkın kotası Gecikme faizli metinlerimi de Mektup diye yolladığım Bahtı sevimsiz günlerin Geceye verdiği hükümle İrdelenesi yalnızlığın Ve kantarın deminde Dertli bir şiiri daha sen bildim de Soktum yüreğimin derinine Derinlere dalma, ey sevgili Senin yerine de görmüşken bu b/atağın dibini Varsın olsun atıl yürekler Sahiplenmesin kırgın kalemimi Kırık meallerin seyrüseferinde Aşk denen saltanatın da sonlanmışken Meddücezrine sokulan bir nida misali Dibi delik bir sandaldan sekerken Kalemim nasıl ki kürediğim aşkın Küstüğüm kadar kendimden kendime Uzanan bir atlastan yürek Külliyemde saklı savaş malzemem Top tüfek ne ararsan Hem sanma ki durduk yere infilak Eder sözcüklerim Nasıl ki bir bir sektiğim O mayın tarlasına denk düşendir hüzünlü belleğim Ve de belde bellediğim şiir küfem Kanlı bir ihtilalden öncesi Kan kırmızısı iken âlem ve ahvalim Tetikler de tetikler mahremimi Bir tank misali Korunduğum Bazense tefe konduğum Ne tav ne de de av olduğum Zarar ziyan yüklü yürek coğrafyam Ve sensizliğin mealine tepeye konduğum Bir posta güvercini misali Baş koyduğum Bu yoldan da yok iken dönüşüm Döngüden firar edip inzivaya çekilmişken Ruhum ve bedenim Ve işte firakı yüreğin Fedaisi âlemin Zemherilerde gidip geldiğim Bir huzmeden de öte Hüznümle bezeli kefen bezimde Bil ki: Saklıdır da masumiyetim Hani olur da okursun diye de yazmadım bu şiiri Okumak nasıl ki Allah’ın emri Ve işte oku Eros ’un Saplandığıdır da yüreğin Kabrinden Firar ettim edeceğim Bu melun bedenden ve gezegenden Gezgin sözcüklerin Seyyah ve siyahi yorgunluğunda gecenin Sanma ki açmayacağım yeniden Ne tevazu yüklüyüm Ne de mütereddit Bu aşka koyduğum noktanın g/izinde Üç noktalı acıların Yeni aşklara kanat açan Bir dervişin de fikrinde saklı iken zikri Zinhar ötelendiğim mahlûkat dolu cihanın Son nefesini çekiyor olsam bile Nezdinde umudun Nakşeden yeni gün doğumunun Peşinde iken de içimdeki masum çocuğun Tek çekincem de yoktur artık Sensizliği soluduğum Solduğum kadar da erdim ve eridim Bir buz dağından arda kalan Yolculuğumun Hem Zühre’si Hem de bitik aşkın nüktesi Kıvancı ile dolu olduğum Mutluluğun zamlı tarifesinde Seken bir kör kurşundan Ziyade Kör noktasında utkumun Körelmediği kadar ruhumun Tutuklusu ve vurgun Yediğim yalnızlığın Gölgesinde de yeşereceğim illa ki Yaşaran göğün umut dolu ilk ve son yolcusu Olmanın verdiği aşka Kıvancımla layık iken de artık yeni baştan yaşamaya Ne varsın ne de yok Yoksunluğun izinde Haiz olduğum derinden de saplanmışken kırık ok… |
çok acıklıydı,
çok doğru,
Allah razı olsun
sevgi ve özlem vardı,
Hakikat vardı
o çok güzel yüreğine sağlık Üstadem
ders vericiydi,
akıcı anlamlı
düşündürücüydü
kutluyorum Dualarımla selamlarımla