SENSİZLİĞİN RENGİ
Zamansız bekleyişler ötesinde
Hasret peşimi bırakmıyor yorgunum Akmıyor artık gözyaşlarım Yalnızlıklara yabancılığından Bir yenilgi vardı yüreğimde inleyen Bıçaklamak istedim acı yıllarımı Kanıma onbinlerce şeytan çalgılarla girdi Şairliğim tutsak olmuştu uzak sevdama Islaktı kağıtlarım, kahır yüklüydü kalemim Ve şiirler dolusu ; silinmeyen çaresiz alınyazım Siz bilemezsiniz ki , aşk yağmurlarına tutunur anılarım Şimdi bu şehrin sokaklarında yalnızlığımı yazıyorum Geçmişte kalıyor her şey Giden gurbet trenleri gibi Oysa gidişinin kaçıncı baharındayım Ve de ellerim cebimde üşüyorum O kadar beklemiştim ki sana hasret kapılarında Gözlerimden kaydı yıldızlar Fırtınalar kopuyor içimdeki mevsimlerde Bir ramazan akşamı yine, işte sensiz Okunan salalarda acılar vuruyor yüreğime Sessiz ıssız şu an sofram Üstelik hastayım... ne çok hicran ! Ya o eski akşamlarımızda seslerle çınlayan Nerede o şen akşam Nerede... üşüyor yalnızlığın gölgeleri Pembe yağmurlar bekler gibiyim Susmuş mavi Büyüdükçe büyüyor bakışlarımda Sararmış mevsimlerin resimleri Korkuyor yıldızlar gözlerimin karanlığında Oysa yüreğimdi bahar sağnaklarında ıslanan Oysa yüreğimdi çaresizlik kırbaçlarına bunca dayanan Boşuna bekleme diyor yüreğimdeki ses Depreme yakalanmış evler gibi Titriyor içerimdeki her bir köşe Sancılı sabırların kelepçelerinde Kanadı kırık üveyiktir umut Bir hüzzam şarkıdır yüreğimin sesi Kabus oyunudur senin yokluğunda düşler Bir habis urdur karanlıklar Yetim sabahların koynunda yoksun ! Çekin çekin bakışlarınızı kara nazarlar ! Soğuk ve üşütücü ! Sen gittin ya... çok zaman sanki İçim yılgın yılgın Bu kentin kaldırımlarını yalnız çiğnedim Yalnız tükendim sokaklarında Öyle sarmış dört yanımı sensizlik Ayrılık tütüyor içerim duman duman Yağmurlar söndürmüyor kor gözlerimi Bir tutsak ki ikimizin elleri Demir kapılarda şifreli kilitler ! Çık çıkabilirsen Çaresizliklere açmışım yelken Seni arıyorum... seni... seni !!! Günay Koçak 22. 3. 2024 |