YAŞAMAYA İLK ADIM (SAVAŞ)
Birazcık rahatla
Bedenim tüm gün yatakta Düşlerinden kaçar korkak kafam Beynimde sallantılı izdiham Eksenimde dayanaksız riyalar Defterimde kararsız rüyalar Ceplerimde karanlık ilaçlar Zehirli, alçaktır, bir işe yaramaz Serseri mayınlar Tek servetim bu yazılar Asırlık yorgunluk DNA’mda Şarkısı koyu, Çürüyen ruhlarla Üşüşen akbabalar etrafında Düşük yüz, manzaralar kanlıca Gürültüsüz işini hallet, bir katil edasıyla Sükunetim kendimden emin olmakla Sükut derin, ezgimle tekim kozmosta Vücut gergin, vecizem şiir, dozunda Bedenim temiz, hezimetim kibir mi iyilik mi? Hiç sorma! Ne aşkı ne sevdayı bilirim Gezegenin en içi boşaltılmış yüreği, sanki mezarda Onun bile bir anlamı var, devranda Gözyaşların dışavurumu tenhada O da görevini yapar içe akmakla Hiç sorun yokmuş gibi, uğraş nice ahmakla Fire ağırlığın, kuruyken fark yaratmaz Yani bir ayrımın yok yaş tahtayla Kalın kafanın algısı dar, sayın hatalarından Hastalık kronik, yakalanmış cahiliyet sendromuna Toplumsal yozlaşma had safhada Sosyal problem, ne kadar takıntı varsa Duygularda yoğun korkaklık, politik yaklaşım esasında Anksiyetenle bu yüzden savaş Rastladım kaçan uykularımla Bedeli eklem ağrılarında Gıcırdattığım dişlerim, kalp ritminde hızlanma Ne var ki bu kadar hezeyanı yaşayacak? Heyecanı kapatacak Odaklanmakta, anımsamakta zorlayan durumlar Geçmişten kalan, yüzleşmediğin suskunluklar Zihnimde ve tenimde eşlik eder bir anlık uyuşmalar Dram yaratan konuşmalar ve ağlamalar Hâlâ hafızamın bir kuytusunda Kendimle barıştım şu müziğin yüreğimde çarpmasıyla Kimseye karşı yok bir gücenme veya darılma Yalın ayak bastım ateşe, yok acıma Olan oldu, son buldu kaçışma Az kaldı kaynaşma, öfkeye başvurma Bir kalem, bir duvar, sonsuz kelimeler zulamda |