AFFET BİZİ EY DOST...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Milletimde ihtilâf-u tefrika endîşesi...
Gûşe-i kabrimde hattâ bî-karâr eyler beni. İttihâd oldu hücûm-ı hasmı def’e çâremiz, İttihâd etmezse millet dâğdâr eyler beni Yavuz Sultân Selîm
Affet bizi ey dost, tanıyamadık biz seni.
Bilemedik göremedik, yüce gayeni Ruhun bu dünyada sanki esir alındı, En mutlu gününde, hayallerin çalındı. Bugün zorluklara göğüs geren bir yetimsin Sen benim varlığım, mahiyetimsin. Hedefine giderken, vurur dalgalar, Ellerinde kelepçe, ayağında prangalar, Haksızca, hukuksuzca zindana attılar, Ve hakikatı konuşmanı yasakladılar. Sen konuşurken, onlar uzaktan baktılar… Ve ardından, nice iftiralar attılar. Şimdi esaret zindanında kahrolmaktasın, Ve hakikat ayan olunca uyanmaktasın. Oysa sen candın, kardeştin, yoldaştın… Hayalini kurduğum dünyama, sırdaştın. Affet bizi…tanıyamadık biz seni… Hani... soğuktan titreyen çocuk vardı, O masumu görünce, içimiz yanardı. Kim bilir! kaç gece aç yatmakta, Sahi, kaç insanın vicdanı yanmakta, Ayaklar yalın, sanki kan revan içinde, İnsan, kendi kanından olanı reddedince!… Issız yollarda, yürürken çaresiz, Sen uyuyordun, soğukta kimsesiz, Bu muydu? benim hayattan muradım, Oysa gurbetlerde kaç defa aradım. Gecelerde saklı kaldı gamsızlığım, Ve o günden sonra daima ağladım, Ne yediğim ekmekten tat aldım Ne de içtiğim suya kandım. O günden sonra bir daha kalkamadım Ve evladıma sımsıkı sarılamadım. Affet bizi… tanıyamadık biz seni… Hani… bir gün Hrant oldun anlattın, Yalan olduğunu yaşanan hayatın, Meçhul bir fırtınayla, çarpıldın yıldırımlara Ve zamansız düştün, taş kaldırımlara, O an gördük, pabucun delik olduğunu Ve ruhumuzun hicranla dolduğunu. Sende insanlar içinde bir insandın, Gönlü tok, gözü tok olan bir candın… Affet bizi tanıyamadık biz seni… Hani… bir tarihte zamanın zalimleri, Vatanı bölmek için susturmuştu alimleri, Esaretler, zindanlar, zalimce hükümler Birbirini takip ediyordu, tahakkümler. Yine de istikbalden, ümidini kesmedin, Sen ye’s mani-i her kemaldir derdin. Ufuktaki nurla herkese ümit verdin. Her zaman insanlara imanı anlattın, Dert ve ızdırap dolu hayat yaşadın. Gurbetlerde hep mahsun olacaktın, Yine de kimseye yaranamadın. Affet bizi… tanıyamadık biz seni… Hani… zirvelerde kaos çıkaranlar vardı, Onlar ki, ülkede huzur bozanlardı, Kırılsın birlik, girmesin kimse kol kola Savrulsun yaprak gibi millet sağa sola Diyerek insanlar arasına tefrika sokuldu Oysa, bu vatan kadimden beri okuldu Bu fitnelerle geçerken günlerimiz Mateme döndü bütün düğünlerimiz Sana sağcı dediler… solcu dediler… Rum dediler… ermeni dediler… Kürt dediler… Alevi dediler… Komünist dediler…gerici dediler… Dediler… dediler… hep söylediler… Milleti birbirine düşman ettiler, Sonra bir kenarda seyrettiler Ve kaybolurken civanmert yiğitler O zalimler, sadece gülümsediler. Sen değil miydin? Alevi diye sesi kısılan, Sen değil miydin? Kürt diye başına basılan, Sen değil miydin? gerici diye başı açılan, Siz değil miydiniz? üç fidan, şafakta asılan. Affedin bizi tanıyamadık biz sizi… Hani… her zaman, sevdanı anlatırdın Vatan için, küheylan gibi şahlanırdın. Önüne set çekip, susturdular seni Sırrınla birlikte öldürdüler buseni. bir ömür, dimdik eğilmeden yaşadın, Vatan aşkıyla coşan, bir yiğitti adın, Dilimden düşmedi hiç bir zaman yadın. Gönüllerde kaldı, o tertemiz hayatın, Bir saniyesine hakim olamadığın, Bir hayat için fırıldak olmadın, İnsanlığa bir hakikat dersi verdin, Ve bu vatan için kendini feda ettin. halbuki sen bir candın, canandın, Cihanın her yerinde, sen vardın, Ruhunla, cisminle bir insandın, Ama her gülümseyene kandın, O sahte gülüşlere nasıl inandın, Şimdi ruhun huzur dolu, gözün aydın, Rabbin huzuruna cennete vardın. Affet bizi tanıyamadık biz seni… Meğer ben ne kadar körmüşüm Seni hep kör yanımla görmüşüm Bugün ben senden çok uzaklardayım Senin yokluğunda, kahrolmaktayım, Sen gönlümün, asalet usaresiydin Bu alemde dürüstlüğün emaresiydin. Artık bırak! ey dost, bırak ağlayayım, Ben kimseye değil kendime yanayım Şimdi, zindandan çıkmış gibi hürüm, Ve semada ki kuşlar gibi özgürüm. ...andelip... |