Gurbetlerin gülü, ıssız diyarlarda gezer,
Akarken öz benliğimden, istikbale ölüm.
Dünyaya sığmaz cismim, ruhum sonsuzluk ister
Dalarken uzaklara, Leyla mıdır? gördüğüm,

Nurdan esintiyle, öteden müjdeler gelir,
Bitmeyen o sevdalar, gönüllerde şenlenir,
Düşünce, tefekkür ikliminde tazelenir,
Hayalimden geçen, o rüyalardı gördüğüm.

Nasıl savurdu aşkı, kuzeyden esen yeller,
Duygular saf ve temizdi, kirlenmeden diller,
Toprağa can veren dosta, kavuşunca eller,
Ararken güzellikleri, rengarenk bulduğum.

O ihtişamlı bakış, o saltanat nerdedir?
Söyle senin gözüne inen hangi perdedir?
Acıyla pişmiş aşlar, hangi kutsal yerdedir?
Kalmadı samimi bir yüz, alnından öptüğüm.

Sorular can yakıcı, çözüm çok uzaklarda,
Sırat köprüsünden geçerken, tam ortalarda,
Buz kesen bedenim, ölen ruhum, buralarda
Bahtiyar olmak mümkün mü? duygular kördüğüm.

Ne mazidir duyguları körleyen, ne âti,
Ruhun aşkıyla yazılır, insanın hayatı,
Sevdaya kavuşmaktır, melekle seyahatı,
Kuşların pervaz ettiği göklerdi vardığım.

Zihnimden silinmiş, gözümden akan rüyalar,
Hangi kervanın, müjdesini sunar dünyalar,
Kara bulut gibi sarar, âfâkı hülyalar
Hasretini çekerken, ızdıraptan öldüğüm.

...andelip...