99 ESMÂU’L-HÜSNÂ 💖 99 KITAŞiirin hikayesini görmek için tıklayın ESMÂU’L-HÜSNÂ
“En güzel isimler Allah’ındır, o halde bu isimlerle O’na dua edin. O’nun isimleri konusunda haktan sapanları terk edin. Onlar işlediklerinin cezasını çekeceklerdir.” (Ar’af Süresi 180. ayeti kerime ) “O’dur Allah, O’ndan başka yoktur ilah. En güzel isimler ve vasıflar O’nundur.” (Taha Süresi 8. ayeti kerime) ESMAÜL HÜSNA’NIN FAZİLETLERİ İlâhî isimlerin güzellikle nitelendirilmesinin sebepleri şöyle sıralanmaktadır: 1. Esmâ-i Hüsnâ Allah hakkında yücelik ve aşkınlık ifade eder ve kullarda saygı hissi uyandırır. 2. Zikir ve duada kullanılmaları halinde kabule vesile olur ve sevap kazandırır. 3. Kalplere huzur ve sükûn verir, lütuf ve rahmet ümidi telkin eder. 4. Bilginin değeri bilinenin değerine bağlı bulunduğu ve bilinenlerin en şereflisi de Allah olduğu için Esmâ-i Hüsnâ bilgisine sahip olanlara bu bilgi meziyet ve şeref kazandırır. 5. Esmâ-i Hüsnâ Allah için vâcip, câiz ve mümteni‘ olan sıfatları içermesi sebebiyle O’nun hakkında yeterli ve doğru bilgi edinmemize imkân verir. 💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖 99 ESMÂU’L-HÜSNÂ 💖 99 KITA ESMÂU’L-HÜSNÂ (1) Rabbimizin has ismi, ALLAH lafzı zâtîdir Ulûhiyete mahsus, en mübârek, bâkidir Yüce İsm-i A’zam’ı, en çok yüce mevkidir İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU Rahmânu Rahîmdir O, vermekte yok sanana Bakî olan âlemde, verecek inanana Sayısız nimetleri, ihsan eden RAHMÂN’a İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU Şükretmeyen münkire, ancak dünyada veren Nimete şükredene, nimetlerini seren ER-RAHİM O’nun adı, merhameti bildiren İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU EL-MELİK olan O’dur, kainat onun varı Sonsuz olan evrenin, yegâne hükümdarı Mülk benim diyenlerde, yoktur hiç akıl kârı İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU Eksikten münezzehsin, kâdirsin sen görensin Meylettik mâsivâya, sen istersen verensin İnâyet eyle bize, EL-KUDDÛS olan sensin İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU Selâmet verensin Sen, selâm eden ’’ES-SELAM’’ İzni olmayan kimse, o gün edemez kelam Karşı gelen münkirler, iflah olmaz vesselam İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU ESMÂU’L-HÜSNÂ (02) “Lâ taknetû” buyruğun, ne kutlu bir beyândır Rahmeti ümit etmek, mü’minlere ayândır EL-MÜ’MİN gözetirse, kurtuluşun o andır Allah için dâima, de CELLE CELALUHU Koru ve gözet beni, bizleri gözetensin Kimsem yok senden başka, MÜHEYMİN, yönetensin Sükûnet veren sensin, istersen donatansın Allah için dâima, de CELLE CELALUHU Her sırra vâkıf olur, sır kalmaz O’na bir şey Yenilmezler yenilir, virân olur tüm her şey EL-AZİZ esmâsıdır, yegâne yok hiçbir şey Allah için dâima, de CELLE CELALUHU Ağlıyorsan zâr ile, sığın Rabbu’r-Rahîm’e Firavun’a kalmayan, kalmaz hiçbir zâlime CEBBÂR olan indirir, zâlimleri cahîme Allah için dâima, de CELLE CELALUHU Dünyada kibirlenen, aslında bir cücedir Bilse ki ahirette, hali nedir, nicedir MÜTEKEBBİR olan O, azâmeti yücedir Allah için dâima, de CELLE CELALUHU EL-HÂLIK olan odur, “Kün!” demesi kâfidir Her nesneyi yok iken, hep vâr eden BÂRİ’dir Her ne olmakta ise, hep iznine tâbidir Allah için dâima, de CELLE CELALUHU ESMÂU’L-HÜSNÂ (03) EL-BÂRÎ eşi yoktur, parmak izi ihsanın Çok yüce zâtı tektir, yüzü başka insanın Onun aşkı olmasa, boş kalırdı her yanın Şanı ne çok yücedir, de CELLE CELALUHU Rengârenktir çiçekler, uykuda düşe kâdir Âlemleri mest eder, O’dur ancak MUSAVVİR Şekil verir herşeye, tasarlar, eder tasvir Şanı ne çok yücedir, de CELLE CELALUHU Helâke çağırmakta, nefsi nefs-i emmâre EL-GAFFÂR olan Rabb’in, mağfireti emâre Kemâle erdir nefsi, nefs-i kâmil yekpâre Şanı ne çok yücedir, de CELLE CELALUHU EL-KAHHÂR ismin senin, Sen kudretli olansın Herşey bitip tükense, Sen geriye kalansın Mü’min kulun kalbine, imân ile dolansın Şanı ne çok yücedir, de CELLE CELALUHU Sayısız nimet veren, VEHHÂB ismi celîlin Kâbe’yi inşâ eden, İbrahim’dir delîlin Fakire infâk eden, cömert kulun halîlin Şanı ne çok yücedir, de CELLE CELALUHU Sendendir erzâkımız, REZZÂK’sın rızık veren Esmâu’l-Hüsnâ senin, mü’min gönüle giren Sana şükredenlerdir, mağfiretine eren Şanı ne çok yücedir, de CELLE CELALUHU ESMÂU’L-HÜSNÂ (04) Sana kulumsun diye, kalbini açan FETTÂH Emirlerine uyan, mutlaka bulur felâh Olmaz mühürlüyse kalp, pişman olsa da iflâh Yücesi yoktur Sen’den, de CELLE CELALUHU ALÎM olan ALLAH’tır, bilir hakkıyla vârı Herşeyi gören O’dur, gizliyi, aşikârı O râzı ise olmaz, o kuldan bahtiyârı Yücesi yoktur Sen’den, de CELLE CELALUHU EL-KÂBID’dır kabzeden, sakın hep gazabından Mü’minler sükûnette, münkire azabından Mizan kurulduğunda, sorguda hesabından Yücesi yoktur Sen’den, de CELLE CELALUHU EL- BÂSIT olan sensin, rızıklar O’na ayan Daralmış rûhumuzu, sensin bedene yayan Nasuh bir tevbe ile günâhı sevap sayan Yücesi yoktur Sen’den, de CELLE CELALUHU Anında alçalırsın, aşağı düşmem deme Ömrü boşa geçirip, bilerek suç işleme EL- HÂFID olan O’dur, sakın kul hakkı yeme Yücesi yoktur Sen’den, de CELLE CELALUHU Yollarda koyma bizi, izzet, şeref verensin ER- RÂFÎ senin ismin, yüceltensin, görensin Hikmetle doldur bizi, kol ve kanat gerensin Yücesi yoktur Sen’den, de CELLE CELALUHU ESMÂU’L-HÜSNÂ (05) EL- MUİZ’sin âciz kula, ağırlarsın izzetle Kur’an’ı Kerîm’inde, açıklarsın hikmetle Gönülden tövbe ile, lutfederek nimetle Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU EL- MUZİL olan ALLAH, nefsini zelîl eder İblis’e kananları, âleme rezil eder Esmâ’ya sığınanı, mutlaka halîl eder Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU Aklını al başına, kalptekini duyandır ES- SEMÎ olan ALLAH, herşey ona ayândır Sınanır insanoğlu, çok açık bir beyândır Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU Kimseyi görmez sanıp suç işleyen ey gâfil Yerdeki karıncaya, görülmeyene kefil BASÎR olup göreni unutan olur sefil Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU EL-HAKEM olansın Sen, münezzehsin kusurdan Son hükmü veren Sen’sin, hesap soran küsurdan Beşeriz sorumluyuz, her yanıltan unsurdan Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU Esmâsında EL- ADL var, adâleti çok olan Adâleti hakkıyla mizanda hâkim kılan Herşeyi halkeyleyen, âleme bâni kalan Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU ESMÂU’L-HÜSNÂ (06) EL- LATÎF olan O’dur, incelikleri bilen Lütuf gizli kahrıyla, gözdeki yaşı silen Nice mahzun gönülü, abâd etmeye gelen Yücelerden yücedir, de CELLE CELALUHU EL- HABÎR olan sensin, bâtın sana zâhirdir Ayândır herşey O’na, gizli sırda mâhirdir Haberdâr olan O’dur, kuvvet ile kâhirdir Yücelerden yücedir, de CELLE CELALUHU EL- HALÎM olan sensin, ihmâl etmezsin aslâ İşlenen nice suça, ertelenmekte cezâ Tevbe eden kuluna, vermiyor hiçbir ezâ Yücelerden yücedir, de CELLE CELALUHU Azametli AZÎM ’sin, evrenin tek gâlibi Herkes bırakıp gider, malın mülkün sâhibi O Ahmedi Mahmudi Muhammed’dir hâbibi Yücelerden yücedir, de CELLE CELALUHU EL- GAFÛR olan Rabbim, bağışlar günahkârı Sonsuz mağfiret ile, dindirir âh u zârı Günâhı tövbe siler, hemen söndürür nârı Yücelerden yücedir, de CELLE CELALUHU EŞ- ŞEKÛR olan Rabbim,sana sonsuz teşekkür Etsem de yetmez sana, etmeliyim tefekkür Kahrına ve lütfuna, etmeliyiz çok şükür Yücelerden yücedir, de CELLE CELALUHU ESMÂU’L-HÜSNÂ (07) EL-ALİYY’sin bilmeyen, pişmandır mahşer günü Gelecektir önüne, günâhların bütünü Dünyaya hiç aldanma, değerlendir bugünü En yüce olan sensin, de CELLE CELALUHU EL- KEBÎR olan Sen’sin, ben rükûya giderken “Allahu ekber!”derim, sana secde ederken Kâinat seni anar, bağda bülbül öterken En yüce olan sensin, de CELLE CELALUHU EL- HAFÎZ olan Sen’sin, koruyup gözetensin Âlemlerin Rabbi’sin, hep dengede tutansın Ey HAFÎZ olan Allah, Sen canlar yaratansın En yüce olan sensin, de CELLE CELALUHU EL-MUKÎT olan Rabbim, koruyanı kulların Gıdasını verendir, bedenle, ruh hallerin Âleme ahenk verir, seni anan dillerin En yüce olan sensin, de CELLE CELALUHU HASÎB olarak kurar, mahşer günü mizânı Hiç ürkmeyen kalplerin, yoktur aklı, izânı Kaçacak yeri yoktur, hiç duymamış ezânı En yüce olan sensin, de CELLE CELALUHU Celâdet ve ululuk, ona ait azâmet EL-CELÎL huzurunda, günahkâra zelâlet Konuşacaktır o gün, el ve ayak delâlet En yüce olan sensin, de CELLE CELALUHU Her yaratılan beşer, EL-KERÎM’ ine kuldur Geçmemişse iş işten, keremi lütfu boldur İblis’ten hep uzak dur, o cehenneme yoldur En yüce olan sensin, de CELLE CELALUHU ESMÂU’L-HÜSNÂ (08) ER-RAKÎB olan O’dur, kontrol edip izleyen Şah damarından yakın, çok yanılır gizleyen Er-Rakîb’den kaçılmaz, gizlerini gözleyen Şanı yüce Allah’ın, de CELLE CELALUHU EL- MÜCÎB’ine sığın, icâbet edip gören Israrla hep duâ et, ne ister isen veren Nice ceşit nimeti, kulun önüne seren Şanı yüce Allah’ın, de CELLE CELALUHU EL-VÂSÎ merhameti, her şeyi tam kuşatan Sonsuz olan ilmiyle, ömür verip yaşatan EL-VÂSÎ’nin izniyle, güneşiyle ışıtan Şanı yüce Allah’ın, de CELLE CELALUHU EL-HAKÎM olan Sen’sin, buyruğun dolu hikmet Verecektir Yaradan, iki cihanda nimet Emir ve nehye uymak, budur en büyük kısmet Şanı yüce Allah’ın, de CELLE CELALUHU Ey EL-VEDÛD Allah’ım, olmaz Sen’den özge yâr Cümlemizi eyleyip, Sen’i seven bahtiyâr Hakkıyla lâyıksın Sen, seven gönüle dildâr Şanı yüce Allah’ın, de CELLE CELALUHU EL-MECÎD Sen’in şanın,münezzehsin heceden Şanlısın,şereflisin, gündüzden ve geceden Azimü’ş-şân olansın, yücesin en yüceden Şanı yüce Allah’ın, de CELLE CELALUHU EL-BÂİS’sin, en yücesin, öldürüp de dirilten Kabirlerden çıkarıp, tohum gibi yeşerten O kıyâmet gününe kullarını getirten Şanı yüce Allah’ın, de CELLE CELALUHU ESMÂU’L-HÜSNÂ (09) EŞ-ŞEHÎD olan Rabbim, her yerde hâzır olan Tenhâda kalsan bile,her şeye nâzır olan Hâzır, nâzır, eş-Şehîd, her zaman fâtır olan Allah’tan yücesi yok, de CELLE CELALUHU EL-HAKK’tır Yüce Allah, değişmeyen varlığı Takipte Firavun’du, denizdeki batığı Boğuldu gitti münkir, Musa idi sadığı Allah’tan yücesi yok, de CELLE CELALUHU Resûl’ü Zîşan olan, ümmetine kefildir Duâsı Hasbünallahu ve Ni’mEL-VEKÎL’dir "Allah bize yeter" der, duâsıyla delildir Allah’tan yücesi yok, de CELLE CELALUHU EL-KAVİYY’dir kudretli, her şeye gücü yeten Sen görmezsen kusuru, O’dur suçunu örten Mîzan kurulduğunda, dönüş yolları biten Allah’tan yücesi yok, de CELLE CELALUHU Dünya padişahıdır fermanı boşa kalan EL-METÎN olan ALLAH, hesâbı çetin olan Karar verirse hükmü,değişmeyen tek Sultan Allah’tan yücesi yok, de CELLE CELALUHU EL-VELİYY olan Sen’sin, gerçek mü’minin dostu İstemem ne mâl ne mülk, ne de sırça köşk postu Mala tamah edenin acaba nedir kastı Allah’tan yücesi yok, de CELLE CELALUHU EL-HAMÎD’imsin ALLAH, övülmeye lâyıksın Övgüler yetmez sana, Sen kuluna tanıksın RAÛF’sun Sen acırsın, Sen yegâne varlıksın Allah’tan yücesi yok, de CELLE CELALUHU ESMÂU’L-HÜSNÂ (10) EL-MUHSÎ olan Allah, bilir her ayrıntıyı Yaratan O’dur ancak, yok eder rastlantıyı Biz hâlâ çözemedik, beyinde bağlantıyı Yüceltmelisin dâim, de CELLE CELALUHU EL-MÜBDİ’ olan Sen’sin, cennettedir Kevser’in İlk baştan Yaratan’sın, yoktur ki hiç benzerin “Kün” emrin ile doğdu, cihan senin eserin Yüceltmelisin dâim, de CELLE CELALUHU EL-MUİD yok edince, tersine döner zaman O’dur tekrar yaratan, Levh-i Mahfuz’da Kur’an Dünyada zaman verip, mahşerde mîzân kuran Yüceltmelisin dâim, de CELLE CELALUHU EL-MUHYÎ olan Sen’sin,cenîne can verensin Hasta kulun derdine, çâre olup girensin Canları bağışlayan, diriltensin, görensin Yüceltmelisin dâim, de CELLE CELALUHU EL-MÜMÎT olan Sen’sin, ölümü öldürensin Tek bâkî sen kalırsın, ol deyip olduransın Dolar elbet vâdeler, gülleri solduransın Yüceltmelisin dâim, de CELLE CELALUHU Ebedî hayat Sen’in, EL-HAYY’sın zikrederim Zikreden bülbül öter, seher vakti giderim Vatanımın uğruna, canı fedâ ederim Yüceltmelisin dâim, de CELLE CELALUHU Olduran KAYYÛM Allah, her şey seninle kâim Güldüren Kayyûm Allah, kul suça olur nâdim Sadece “Kün” diyensin,zâhirdir gücün dâim Yüceltmelisin dâim, de CELLE CELALUHU ESMÂU’L-HÜSNÂ (11) EL-VÂCİD’sin yâ Rabbi, kim nerdedir bilirsin Kurtulan yok elinden, aramadan bulursun Tuzağa tuzak kurar, intikamı alırsın Ne yücesin Allah’ım, de CELLE CELALUHU EL-MÂCİD olan Sen’sin, çok boldur Sen’de kerem Ma’budusun cihânın, kulun Resûl’ü Ekrem Görülür hep nişânın, ruhlara Sen’sin ikrâm Ne yücesin Allah’ım, de CELLE CELALUHU EL-VÂHİD olan Allah, eyleye Ehl-i Tevhîd Kimse yok Sen’den özge,sadece Sen’sin VÂHİD Ortağın,eşin yoktur, yok Sen’den başka şâhit Ne yücesin Allah’ım, de CELLE CELALUHU ES-SAMED olan O’dur, kulunun yası biter Gayrıdan ümit keser, pişmanlık daha beter Gerek yok başka dosta, ES-SAMED Allah yeter Ne yücesin Allah’ım, de CELLE CELALUHU EL-KÂDİR olan ALLAH, her şeye gücü yeten Her şeye kâdir olan, O’dur kulu gözeten Nur saçıp yüreğine, hidâyetle belleten Ne yücesin Allah’ım, de CELLE CELALUHU Kudretli MUKTEDİR’sin, AZÎZ’sin sende izzet Hüküm senin elinde, Ya Rabb’im Sen’de kudret Güç senin,haşmet senin, sonsuzdur Sen’de hikmet Ne yücesin Allah’ım, de CELLE CELALUHU EL-MUKADDİM olan Mevlâm,Sen en önde olansın Lütfunu ızhâr eden, ister öne alansın Öğreten her esmâyı, Sen hep Bâki kalansın Ne yücesin Allah’ım, de CELLE CELALUHU ESMÂU’L-HÜSNÂ (12) EL-MUAHHİR erteler, hesap sonraya kalır Malik değiliz ki biz, Hakk ne derse o olur Her ne murâd ederse, istediğini alır Şükretmelisin dâim, de CELLE CELALUHU Her şeyde baş ve son var, Allah ise EVVEL’dir Evvelden de EVVEL’dir, kulun göçü eceldir O’ndan gelir her karar, hem ebed hem ezeldir Şükretmelisin dâim, de CELLE CELALUHU EL-ÂHİR olan O’dur, hedefe giden oktur EL-ÂHİR bâkî kalan, zatının sonu yoktur O’ndan gayrısı fânî, Hakk’a dost olan çoktur Şükretmelisin dâim, de CELLE CELALUHU Kalp gözüyle bakana, EZ-ZÂHİR aşikârdır EZ-ZÂHİR’e teslim ol, gülle dolu gülzârdır İnkâr etmeyen için, Hakk’a deliller vardır Şükretmelisin dâim, de CELLE CELALUHU EL-BÂTIN olan ALLAH, canda canı gizleyen Zâtını göstermeden, kullarını izleyen Muhlis olan fakire, şöhret verip gözleyen Şükretmelisin dâim, de CELLE CELALUHU EL-VÂLÎ O’nun adı, vâlîlerin vâlisi EL-VÂLÎ Rabbimizdir, her kulunun hâmisi Kainatın hâkimi, Mübdî’si ve Hâdî’si Şükretmelisin dâim, de CELLE CELALUHU EL-MÜTEÂLÎ ALLAH, münezzehtir, öncedir Muhtaçtır âlem sana, Sen’in zâtın yücedir İzzetinle şerefin, kimse bilmez nicedir Şükretmelisin dâim, de CELLE CELALUHU ESMÂU’L-HÜSNÂ (13) EL-BERR olan ALLAH’sın, bahşişi bol olansın Her evlâdan evlâsın, söze sâdık kalansın Biri veren kuluna, binler ile dolansın İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU TEVVÂB olan ALLAH’a, tevbe etsen her dâim Müstakîm bir insan ol, ibâdetinle kâim TEVVÂB’a isyan etme, oruçlu olup sâim İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU MÜNTEKÎM yoktur sanma, yapma sakın bir zulüm Mâsum olan kimseye, olmayasın sen zâlim Mazlumun yanındadır, O en mutlak EL-HAKÎM İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU Affeder günahkârı, EL-AFÜVV affı yüce Hazân oldu baharlar, işlenen günah nice Tövbeler gecikirse, çözülmez bu bilmece İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU Sen RAÛF’u RAHMÂN’sın, şefkatlisin kuluna Merhametin pek çoktur, acırsın her haline Efkârı kalpten atar, esirgersin biline İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU MÂLİKÜ’L-MÜLK ebedi, mülkündür tek sahibi Tek kudret-i ilâhi, kudretiyle gâlibi Sen’sin mülkün MELÎK’i, âcizlerin nasibi İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU ZÜ’L-CELAL-İ VE’L-İKRAM, fazl-u kerem Sen’dedir Maldan ve mülkten değil, bütün şeref dindedir Azâmet Rabb’imdedir, O’na doğru yöndedir İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU ESMÂU’L-HÜSNÂ (14) EL-MUKSIT olan Sen’sin, adalet kemâlinden Haberdârsın hâlimden, titrerim celâlinden!.. EL-MUKSIT’sın Allah’ım, korkulur suâlinden Allah için dâima, de CELLE CELALUHU EL-CÂMÎ’sin ALLAH’ım, vâr olan seni izler Toplayıp düzenlersin, Sana varır tüm izler Cem eden O’dur CÂMÎ’, cesede rûhu gizler Allah için dâima, de CELLE CELALUHU Sırlar var hikmetinde, GANÎYY’sin, biz fakîriz Noksan yok nîmetinde, yücesin, biz hâkiriz Kulunu kıl bahtiyâr, perîşan hâlde kir’iz Allah için dâima, de CELLE CELALUHU EL-MUĞNÎ olan ALLAH, kulunu kılar zâkir Zenginlik verip kula, dilerse yapar mâhir İhsân eder cenneti, isterse eder zâhir Allah için dâima, de CELLE CELALUHU EL-MÂNÎ’sin ALLAH’ım, isterse engel olan İstemezse olursun, arzusu hayal kalan EL-MÂNÎ’dir yıkar ama, isterse mümkün kılan Allah için dâima, de CELLE CELALUHU ED-DÂR olan ALLAH’ım, Sen verirsin kısmeti Cevr ü cefâ verensin, elbet vardır hikmeti Her ne gelirse başa, kuldur bilmez kıymeti Allah için dâima, de CELLE CELALUHU EN-NÂFİ olan Sen’sin, kuluna fayda veren Boyun büküp duâ et, kulunu O’dur gören Kurtarır şerden seni, sonsuz nimeti seren Allah için dâima, de CELLE CELALUHU ESMÂU’L-HÜSNÂ (15) EN-NÛR olan ALLAH’ım,Sen’sin varlığın nuru Nurlandıran kulunu, yaratır cümle vârı En-Nûr’u yâr edene, O’dur kulun dildârı Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU EL-HÂDÎ olan Sen’sin, murâda erdirensin Kulunun tek sahibi, doğru yol gösterensin Muhammed can tabîbi, Sen ona bildirensin Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU EL-BEDÎ’sin ALLAH’ım, sanatkârı âlemin Binlerce âlem kuran, El-Bedî’ yazar kalemin Her şeye imdât eden, imtihandır elemin Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU EL-BÂKİ Sen’sin ALLAH, varlığının sonu yok EL-BÂKÎ olanVEDÛD, Sen’den başka giden çok Son bulur arzu,ümit, inkârcı geçirir şok Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU EL-VÂRİS olan ALLAH, kendi yapar tahsisi EL-VÂRİS olan O’dur, vârislerin vârisi Mülklerin sahibisin, bilmez kulun hârisi Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU ER-REŞİD olan Sen’sin,ezelîdir nimetin Affedip berat veren, ER-REŞİD’tir izzetin Sırrının yoktur sonu, nizâmın ve hikmetin Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU ES-SABÛR olan RABB’ım,sabrına yok nihâyet Kul belâya sabreder, Sen verirsen inâyet Ben de cennet bulayım,ne olur ver işâret... Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU ŞÜKRÜ ATAY (TÜRKMENOĞLU) LÜGATÇE : CELLE CELALUHU: Allah ismi anıldığı zaman, hürmet ve tazim için söylenir, ona mahsustur. "Onun şanı ne yücedir." demektir. "LÂ TAKNETÛ MİN RAHMETİLLÂH” (Zümer 53) “Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin "ZÂR ETMEK: Ağlayıp inlemek CAHÎM :Kur’ân-ı Kerîm’de yirmi altı yerde geçen cahîm, cehennem için kullanılan yedi isimler (cehennem, cahîm, hâviye, saîr, lezâ, sakar, hutame) içinde cehennemden sonra en çok tekrar edilenidir. İnfitar Suresinde de geçmektedir. • NEFS-İ EMMÂRE (kötülüğü emreden nefs) • NEFS-İ KÂMİLE (kemale ermiş nefs) • NASUH TÖVBESİ, hemen günahı terk etmek, geçmişte olanlara pişman olmak, gelecekte günah işlememeğe karar vermek ve üzerinde bulunan bir hakkı sahibine ödemek demektir. ZÂR ETMEK: Ağlayıp inlemek CELADET / CELÂDET / جلادت Yiğitlik. Bahadırlık. Kuvvet ve şiddetlilik. Muhkemlik. Salâbet, metânet. DİLDÂR :Birinin gönlünü almış, çalmış sevgili |
İbadetleriniz ve dualarınız Yüce Allah (cc) katında kabül olsun.Sağlıkla nice Ramazan'lara...