Hıçkırık Uykusu...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Kuzgun Galası- 1.Şiirimiz karadır abiler Kendi kendine çalan bir davul zurna Sesini duyunca kendi kendine güreşmeye başlayan Taşınır mal helalarında kara kamunun Şeye dar pantolonlu kostak delikanlıların şiiridir Aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler 2.Şiirimiz her işi yapar abiler Valde Atik’te Eski Şair Çıkmazı’nda oturur Saçları bir sözle örülür bir sözle çözülür Kötü caddeye düşmüş bir tazenin yakın mezarlıkta Saatlerini çıkarmış yedi dala gerilmesinin şiiridir Dirim kısa ölüm uzundur cehennette herhal abiler 3.Şiirimiz gül kurutur abiler Dönüşmeye başlamış Beşiktaşlı kuşçu bir babanın Taşınmaz kum taşır mavnalarla Karabiga’ya kaçan Gamze şeyli pek hoş benli son oğlunu Suriye hamamında sabuna boğmasının şiiridir Oğullar oğulluktan sessizce çekilmesini bilmelidir abiler.. (Ece Ayhan / Mor Külhani) Sana varabilmek hayali ile çıktığım bu çileli yolda Yolunu yarıladığım yüceler yücesi! Eğer misin dudaklarıma doğru güzel yüzünü? Provake kaynağı motive olabilme arzusu olan Ve Masumiyetin dikenli telleri ile sınırlı Küçücük bir moral öpücüğü alabilmektir senden isteğim İnanmazsın belki... Obsesif *sevdamı bile hayli geride bıraktım Çünkü; Senin yolunda hızımı kestiğinin farkına vardım Sana varabilmek sebepli iptal ettim can düşmanıma verdiğim Çeyrek asırdır beklenen o tarihi muallak randevuyu Bak! Yine inanmazsın... Senin yolunda geçen bu üçüncü yılın sonunda Sadece üç hurinin el değmişliği var bu hoyrat ellerin sahibi kulunda Hurilerin ilki; Ruhu ile tek vücut tam bir sarışındı Dağ yollarının karanlığında korkmuş ve kaybolmuş Ateşimin ışığı ile aydınlanıverdi birden bire o cam gibi mavi gözleri Alev h(s)arıydı Dudaklarından dökülen minnet sözleri İkinci huri; Esmerceydi sanki ve inanılmaz tutkulu Ganj ormanlarında kötü niyete kurban edilirken bedeni Bahşedilmiş gücüm ile kanatlanıverdi ne de minicikti tatminkar elleri Huşu içinde yükseliyorken ruhu semaya Karbeyaza ilhamdı sabiyane iffeti Üçüncüsü ise; ... ! Rengini cehennem ateşinden almış O günahkar saçlarının Kızıl*’ı ile ömrüme tastik isim! Ah o zalimlerin zalimi! Ah o hoyratlığıma çanak! Ah o soyuna veryansın! Ne sen sormuş ol ne de ben anlatmış olayım onu... Ki Evvel tasvirleri sevişlerimin Sebep olmuştu kovulmalarıma Seng-i musalla mutaassıpları cemaatlerinden... . . . Arınabilirlik çabalarındaki arzuların arkadan itilmiş ya da önden çekilmiş Gönülsüz gönüllüsüyüm Kabul görür mü ruhu kayıp bu beden Dharamsala kutsalında? Günahkar bedenimde gezinirken kutsal nefesi *yücemizin Huzur bulur mu? Zihin fermantasyonlarım "Asırlardır yalnızım" meditasyonlarında Ki Aslında Aklımdayken halen kim bilir kaç kez kokladığım Yediveren güllerinin zamanlı zamansız açışları Ruhum ile sıkı dost aklımın Hep böyle zamanlarda olur günahkar kaçışları... (Yıldıray Kızıltan) |
uzadıkça yollar omuzlarımız ağırlaşıyor hep...yılgın yılların eteğinden
savruldukça hüzün ve yokluklar
yine düşüyoruz içimizin hiçliklerine
ister istemez hıçkırık uykuları örtüyor
göz perdemizi...
yaşamın soğuk tatlı melodisi hep kulaklarımızda
gün-aydıkça...
tebrikler güçlü kaleme zengin kalbine...