Sayıklamalar
kendime uzak bir ülkede
geçmişe doğru yürüyorum tüm köşe başları tutulmuş ömür tamircileri iş başında ayrılıklar söküp kavuşmalar dikiyorlar ruhlara gözlerim kullanılmamış bir hayata takılıyor bir boy büyük bana ne olduğunu bilmediğim bir kuyruktayım hayaller yanıp sönüyor neon lambalarda hiç gelmeyenlere hiç gitmeyenlere söylenmiş kelimeler bir atlı karınca yanaşıyor sessizce biniyorum leylaklar açıyor leylaklar soluyor ellerimde hâlâ saat çarşambaya salı var kör bir adam saçlarını tarıyor aynada birazdan emanetleri yerleştirip beline sustalı beretta kavgaya gidecek şehrin gözlüklü adamlarına karşı İlk taşı eski bir pezevenk atıyor oracıkta hücrelere ayrılıp dağılıyorum hatırlayamıyorum artık unuttuklarımı kimliğim yok benim uyruğum yok inancım yok beni cezalandıracak kimsem yok içerliyorum ölüme yakın kedi gibi merakla ceplerimi karıştırıyorum bir yüzük çıkıyor avuçumda daha sıcacık sadece on yıl önce hemen iliştiriyorum bir gül dalına varsın yüzük açsın |
sonun başlangıcına çeyrek kala demek
tebriklerimle
saygı selam ve esenlikle kalınız