GÖKLERDE SÜZÜLEN GÖZLEREy sevgi dolu gözler Derin deniz gibi Mavi gökyüzü gibi Yere konan bir kuş gibi Tellerde ve standlarda Akrabalarını ve arkadaşlarını arar Gece yarısını geçen buz gibi soğuk havalarda Rüzgâr ıslık çalınca yüreğini dağlıyor galiba Ey yalnız kuş! kimse karşılık vermiyor Sesin duyuluyor ama yok, kimse gelmiyor! O güzel gaganı kanadına sıkıştır Sus, sus! Direği gagalama, sakın ötme Transformatörlerin ana hatlarında gizlen Sakin ol ve ses çıkarma, hiç kımıldama! Şafağı ve parlak güneş ışığını bekle Eğer akbabaları aldatabilirsen Belki yine göklere çıkarsın! Şimdi söyle bakalım, ey kanatlı şarkıcı: İlahi olana hangi melek daha yakındır? URIEL mi? - Bilge olan Şamil mi? - Savaş meleği, meleklerin kumandanı sayılan Kamil mi? - Bir’i görebilen Isrāfīl mi? - O’nun topraklarını koruyan Mīkāʾīl mi? - O’nun gücüne rehberlik yapan CEBRÂİL mi? - İlâhî emirleri melek ve peygamberlere ulaştıran AZRAİL mi? - Ecel meleği, mahveden, ölüm getiren Hangisi isen, git meleğim git! Kışt-kışt! Sıra bende değil: Yok canım, henüz değil! Yani bugün değil! Ey kuş! Şenlik ateşini görmüyor musun? Bir kahinin odun yığınındayım O yığının üstüne yatırmışlar beni Hayattayım ama, arzu ile kavruluyorum İnsan ve kuş, birbirimize çok benziyoruz İkimiz de diğer tarafta olanlardan korkuyoruz Ey uçan garip halkalar Denizlerin sultanı Göklerin sahibi Elveda sana! Güle güle! Yüksek tos-toka beşliklerimle! |