O bir aşk ki hükmediyor ve yaşıyor daimen düşüncemde
O bir aşk ki hükmediyor ve yaşıyor daimen düşüncemde
İçimde bir taht kurmuş ve tutsak kalmış ona sinem Kuşanmış silâhlarını o yerde girdik onunla muharebeye Sık sık adamın bayrağıdır yüzüme dikilen Her neyse o dişil öğretti bana sevgi ve tahammülü uğrayınca elem Benim kuşku dolu umudum ve buna ilâve olarak kızgın bir şehvet Bu gölge ve hayale iffet ile baktım ama çekindi temasım O dişinin gülümser letafetine din değiştirir gibi akar hiddet Ve daha sonra namert Aşk, kalpten sürat ile Firar ederken, bırakır pusuyu ve nafile herhangi bir şikâyet Maksadını yitirmiştir, cüret edemez kalmamıştır adamda pak bir çehre Ağamın suçundan dolayı, suçsuz olduğum halde, işte ben çekiyorum eziyet Ama sahibimden vazgeçmeyecek sabrım, zira ayağım kımıldamaz yerinden İşte bu vefat tatlı gibi lezzetlidir, kendine son alınca [yüce] sevgiden - Surrey Kontu, Henry Howard (Çeviren: Tacettin Fidan) _______________________ İngilizce (Orijinali): Love that doth Reign and Live within my Thought Surrey, Henry Howard, earl of (1517 - 1547) Love that doth reign and live within my thought And built his seat within my captive breast, Clad in the arms wherein with me he fought, Oft in my face he doth his banner rest. But she that taught me love and suffer pain, My doubtful hope and eke my hot desire With shamefast look to shadow and refrain, Her smiling grace converteth straight to ire. And coward Love then to the heart apace Taketh his flight, where he doth lurk and plain His purpose lost, and dare not show his face. For my lord’s guilt thus faultless bide I pain; Yet from my lord shall not my foot remove: Sweet is the death that taketh end by love. |